sahi, yakamozlar denize düşen yıldızlar mıdır, gökyüzü karanlığından
yoksa ter damlacıkları mı, tutkulu her sevişmeden sonra yalnız kalan
tadında imbat kokusu mu vardır …
sen,
keşke bu gece bana, yüreğime ateş izi kırbaçlar şaklatan dolunay altında
bak nasıl göz kırpıyor gecenin yıldızları, hem sana hem bana demeseydin
ve ben aniden, mitralyöz gibi kalkıp yerimden, namlumun çelik ıslığında
bütün yıldızları kendime, isimsiz düşman gibi bellemeseydim …
…., yakamozlar ne zaman kondu gözlerine, sanki bir martı kanadından
ve sen ne güzel ağlamadın biliyor musun, sırsız aynanın her tarafından
şimdi düşür bana mendilini, koklayayım …
* *
sahi, bir yıldız kayarsa gökyüzünde, ayrılıklar mı çıkar sevda fallarından
yani veda mıdır sonsuz aydınlıklara saklanan, kaçarak ışıklar arasından
kapısında toprak korkusu mu vardır …
sen,
ayrılık hesabını yüreğime mızrak gibi sokan iskele başında, keşke bana
bak ufuk çizgisi, gözüken işte o gemi, çöz palamarları haydi, demeseydin
ve ben bütün ağlarımla kucakladığım denizi, kurutup içimin çöl sıcağında
en acımasız imbiklerden geçirip, kör kuyulara gömmeseydim …
…., kim okudu sana bu masalı canımın içi, böyle en siyahi sayfalarından
yüzüne gülsen rengi değişir katranların bile, çekinme anlamamalarından
çizgilerin alın çizgilerimden ayrılmasın yeter …
* *
sahi, rüzgarlar mı uçurur yıldızları ya da düşürür denize çekerek uçlarından
yakamozlar onun için mi dağılır çalkantılı denizde, hoşlanmaz dalgalardan
havasında yosun kokusu mu vardır …
sen,
keşke bana, tütsülenmiş romantik seslerimi, bahar gibi üflerken saçlarına
bak yazılıyor fırtınalar tarihi, oradan geliyor rüzgarın serinliği, demeseydin
ve ben bütün çıkışlara duvarlar örüp, iki uçurum arasında, dar kanallarda
yazılmamış esintileri sonsuz soluksuzluğa, mahkum etmeseydim …
…., susalım istersen artık sarıl bana, bak sabah açıyor tan yeri ağacından
yıldızlar ve yakamozlara doğru şimdi, gündüz çocukları çıkıyor, kapılardan
ne güzel biliyor musun, gözlerinde izlemek gözlerimi …
* *
/Ve çocuklar, kimileri uzattılar ellerini havaya, kimileri daldı gecenin soğuk sularına. Rüzgar seslendi arkalarından: toplayın yıldızları çocuklar ve toplayın yakamozları, birer özgür uçurtma ve tay gibi, denizatlarından doğma/
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 10.8.2009 08:08:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
yıldızlar, yakamozlar, rüzgar ve çocuklar, sen ve ben, gökyüzü ve deniz . yarınlara sevdaları taşıyacak, şiirleri yazdıracak olanlar yani, biz hepimiz…
![Cevat Çeştepe](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/08/10/yildiz-ve-yakamoz-sarmalari.jpg)
Yüreğinize sağlık efendim ...müthiş demek toz kadar zerre kalır bu şiire ...saygılar .
yakamozlar onun için mi dağılır çalkantılı denizde, hoşlanmaz dalgalardan
havasında yosun kokusu mu vardır
Ne zaman şiirlerinizi okusam deniz tutuyor.Harika çok seviyorum şiir tarzınızı.Hiç bir cümlesi ,başka bir şiiri anımsatmıyor,özgün yazıyorsunuz.Sevgi ve saygılarımla.
Cevat Çeştepe....
kutluyorum sizi..
TÜM YORUMLAR (93)