Bırakma elimi anne
Hala küçüğüm
Saçım mı aklaşmış
Görme ne olur
Adam mı oldum
Sakın inanma
Kimlerdi kılavuzum
Neler okudum neler
Neler öğrendim neler
Hangi harçtı,
Surlarımı kurduğum
Bilinç tahtıma,
Dağların ardında,
uzak diyarlarda,
mutluluk krallığını aradım.
Göz yaşının ulaşmadığı,
kötünün bilinmediği bir yer.
aştım engelleri,
Elvedaya hazırdı güneş
Günbatımıydı
Boz bir tepede
Bağdaş kurmuşum
Yakmışım ucuz sigaramı
Aheste, aheste içmekteyim
Aah yokluğun
Çekilmez azap
Bahar yağmuru mıh
Göz yaşlarım kezzap
Alışmadım
Alışamadım yalnızlığa
Hey insanlar nasılsınız?
Ben gibi mi?
Yoksa başka mı?
Kelam ile coşan
Selam ile huzur bulan
Yüreğini ortaya koyan
Ağıtlara kısacık fasıla
Karanlığı aydınlatan pencere
Işık zihnimdeki hücremde
Düşümdeki bakışlar
Şimdi göz bebeğimde
Dil ne kadar acı
Zoraki dönüyoruz
Hayat halkamızda
Gözler kapalı
Ayaklar ezber
Alel acele
alınmış ölçü
Oof oof karamsarlık
Savurmuş duyguları
Alaca bulaca olmuş yürek
Kara bulutları davet etmiş
Talan etmiş güzelliği
Viran etmiş iyiliği
Düstur edinmişim yolumun vuslatını
Bu yolda Satan insan satardı
Sırnaşık sarmaşıklar dolandı belime
Dili gül, aklı dikenler battı elime
Tebessümle gizlendi çirkin gaye
Yetmezdi aklım siyasete
Şiirinizin sonunda yürekten bir Amin demek lazım diye düşünüyorum. Tebrikler
Tebrikler Yıldırım bey güzel dizeler
Şirde çok güzel işlenmişbir ironi vardı.Kısa ama özlü, tane tane..Şir gibi şiir kutluyorum efendim.
(Ant 10)