Yıl 1920
İstanbul harap ve bitap bir mahzen gibi,
Esir, elleri kelepçeli,
Zindan da bir Yusuf misali,
Yardım bekler,
Rüyaları matemli,
Şafaklarda bulutlar al renkli,
Ufuklarda savaşın nağmeleri,
Kâğıt kalem elde bekler,
Halkıma haykıran naçar sesler,
Der ki:
Heyhat! Baksana dağına taşına,
Çakallar üşüşmüş başına,
Adalardan yükselen çığlıklar,
Şimdi İzmir ’in karşı yakasında,
Bir vahşet ki ne vahşet!
Anadolu’da açlık, yokluk ondan da dehşet,
Hey gidi Osmanlı!
Sarılmış ufacık bir karaya,
Bırakmış koca koca dehlizleri,
Güneydoğu da garbın en azgın seli,
Tek bendi elindeki iman siperi,
Yıl 1920
İstiklal Savaşı ‘nın ilk serzenişleri,
Ufukta sabahın ilk ışıklarıyla,
Bir yolculuk başlıyor şimdi,
İstanbul’dan Samsun’a kalkan bir gemide,
Havza’dan Amasya’ya yankılanan M. Kemal’in sesinde,
Erzurum’dan Sivas’a akın eden bir mebusun nağmelerinde,
Özgürlüğe kanat açmış bir yolculuk başlıyor şimdi,
Mebuslar çağlayanlar gibi akıyor,
Anadolu’nun bağrı Ankara ‘ ya,
Simalarında bir haykırış,
Vatan yolunda canımız feda,
Millet tek vücut olunca bir zeminde,
Halk isteyince hürriyeti zihinlerde,
Egemenlik istendiyse meclisin kürsüsünde,
İşte o gündür, bu gün çocuklara armağan,
23 Nisan kutlu olsun.
Kayıt Tarihi : 7.1.2010 22:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)