ben baharları hiç tutmadım,
vakti geldiğinde
kendileri düştü hep önüme..
yol sarıymış, kahveye sarılmış,
yeşilmiş, siyaha yenilmiş!
kimin umrunda ki...
basıp geçiyorduk, umutsuzca.
durmalıydık, soluksuzca...
hangi karanlığa
saklamıştım ki kendimi?
ardımda devasa bir
umman dururken,
hangi hüzünlü kentin
kıyısında durmuştum?
ki dalgaların hırçınlığı
boyumu aşarken...
muamma...
kayboluyor ılgıt ılgıt
sözün esinti dolayları..
duyumsadığım ses pasajlarına,
havasız yankılar ulaşıyor..
toplayıp tek tek,
doğanın çürüme kütüphanesine diziyorum.
boğuşma izleri
dokunmuyor henüz;
tersine direnen çiçeklere...
boşluklara kat çıkıyorum,
adımların geri döndüğü yerde
usanmadan.....
denk düşmüyor hiçlik harcıma
rant düşkünü pervane kuşları;
imar izni alınmış
uçsuz içimin, bucaksız sınırlarına...
gönül bağışı bu,
karşılıksız, tek taraflı..
cezai ehliyeti olmayan
çocuk işçiler yoruluyor içimde,
köklerinden öpüyorum....⚘
....özlem/
kasım/üç
Özlem Çay
Kayıt Tarihi : 3.11.2024 16:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
el değmemiş doğanın içinden geçerken, içimden geçen öbekler...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!