YETMİŞ İKİ DİLDEN SEVMİŞİM SENİ ANLASANA
Bir kucak gülüş mü desem
Bin gecelik düş mü
Ay doğmuş da gümüş mü desem yoksa
Bin serçeye yuva oldu yüreğim
Bir sen uğramadın dalıma
Kaç çiçeğin adını verdim sevdana
Ama anlatamadım
Dört kapı açıldı önümde
Kırk yoldan
Kırk bin gönül serdim yoluna
Bir bilsen
Bir gülüşünle yüreğimde kaç gül açtı
Bir bahar çiçek saçıldı kırlara
Sensiz ve sonsuz bir şiirsin yüreğimde esen
Yıldızları indirdim göklerden her dizeye
Hepsinin adı sen
Yine de anlatamadım
Çayırda dörtnala giden
Rüzgar yeleli bir çift taydı sevgin
Bayıra saldım koyunları kuzuları
Yerden kuşları uçurdum
Ceylan oldun yoruldum
Keklik gibi vuruldum
Yıkıp bütün kaygıları
Nehirdim deryanda duruldum
Balıktın oynaşan berrak bir derede
Eskinlerde seni soludun
Yine de anlatamadım
Bir lokma haramı zıkkım ettim kursağıma
Kuşları kurtları kardeş
Ben ki gökten indirip yıldızları
Yoldaş ettim sevdama oğulları kızları
Kardeş ettim
Ayaklar altında nevruz gibi ezilen yalnızları
Anlatamadım
Ne haset
Ne garez ne gaybet
Dedik ki
Yalnız emek yalnız gayret
Bir tek sevgi olmalı servet
Ve güneşle yıkanmış bir memleket
Kaçmasın dedik
Toprağın hasat zamanında bereket
Uçmasın dedik
Şeyh Edibali
Yunus Mevlana Hacı Bektaşi Veli
Ve sözlerdeki deki nezaket
Ve dokuz eylül gibi bir memlekete
Haramdır hasret
Halka hakka ve sevgiye dair
Bir değil beş değil
Sevgiye ait bütün sezgilerimle
Kaç boyuttan bakıp
Demedim zulme
Demedim zalime eğil
Yüreğimle gördüm seni
Ulaşılmaz değil yolun sonu
Ulaşılmaz değil aşkın günü
Kardeşim yoldaşım dediğimsin
göbüşüm gümüşüm dediğimsin
Koparmışım bütün dizginlerimi
Sevgimle sulanmış yetmiş iki millet
Yemiş iki kere
Her dilden sevdiğimsin
Ey Kızılırmak
Sakarya Fırat
Ve bire kırk veren ergene
Dört mevsimde dört hasatı bekleyen çukurova
At dedim ölü toprağını üzerinden at
Senin için sevdim sevilmeyeni
Senin için içitim zehir zıkkım içilmeyeni
Senin için akıttım kanımı
Senin için ağladım
Gözyaşlarımı toprağa
Senin için terimi can etmişim yaprağa
Dayanmışım akrebe yelkovana
Hızlansın diye zaman
Anlatamadım
Senin için
Bilgiler dermişim kitaplardan
Yıldızlardan Işıklar toplamışken
Yalnızlığım üşür aç bebelerin bakışlarında
Ninelerin terkedilmişliğinde
Cehalet ısırır anamın memelerini
Kanar dudaklarım akıl tutulmalarında
Ey dost
Yine de dost
Ne çöller suya doyar
Ne de ben sana ve sevgiye
Uzaklığın kadar yakın
Yakınlığın kadar uzaksın niye
Senin için su olmuşsam çeliğe
Daha sana neyimi vermeliyim
“Bırak sarhoşu
Yıkıldığı yere kadar” mı demeliyim söyle…
Ben ki
Haram karışmasın
Harami eli değmesin
Kabi kanı bulaşamasın diye alın terine
Tavşan uykularına yatmışım
Nöbette durmuşum sınır boylarında
Sessiz sesiz ağlamışım bir kayanın yosunlu yanında
Kargalar kovalamışım buğday tarlalarından
Baykuşlar kovalamışım evlerin bacalarından
Azizlerin türbelerinden
Ne sevincime fakat demişim
Ne sevgime ama
Sınırsız
Canımı kanımı yüreğimi siper etmişsem
Koşulsuz ve sonsuz bir sevgiyle sarılmışsam sana
İtirazım var
Riyaya kahpe ve yaldızlı yalana
İsyanım var soyana sus paylarına
Artık değerlerin gaspına
Altta kalana
Emeğimi çalana
İtirazım var riyanın
Kutsiyetimle çerçevelenmiş kelamlarına
Kinin kanın boğulmanın cilalı reklamlarına
Teslim olma it hakkı sus paylarına
Teslim olma ne olur
Teslim olma korkularına
Ey dost
Ben ki yoldaşım kardeşim demişim sana
Yetmiş iki dilden sevmişim seni
Anlasana
Mahmut NAZİK 12 04 2011 Mersin
Eskin: yel, rüzgâr
Mahmut NazikKayıt Tarihi : 11.5.2015 12:43:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mahmut Nazik](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/05/11/yetmis-iki-dilden-sevmisim-seni-anlasana.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!