Yüzünün hangi pürüzüne takılsam
Güzelliğinin uçsuzluğuna düşerdi gözlerim.
Hani öyle ki,
Varlığının tadıyla yetinir, şekersiz içerdim çayı.
Gülüşüne ne anlamlar yükledim senden habersiz.
Yüreğimin en kuytularında
Seni, gizli bir ibadet gibi sevdim.
Seni her gördüğüm de, gözlerin gözlerime değdiğinde dururdu zaman
Şehrin koca kalabalığı sen ve ben olurduk.
Anlardım o an bir saniyeyi bin yıl gibi hissetmek ne demek.
Anlardım, anlamayacaktın beni.
Küçük bir mutluluğuma milyonlarca sen sığardı.
Adın, anlamdı lügatimdeki mutluluk kelimesine.
Senin olduğun her mevsim bahardı.
Küçük bir çocuğun biçare sarıldığı el gibi
Sevgim yüreğine sarıldı.
İmkansız olduğunu,
Kabuk bağlamayacak bir yara açacağını bile bile
Serzenişlerle sol yanımda düşürdüm seni.
İç ağrılarımı göze alarak sevdim.
Hiç bilmeyeceksin ruhumda büyüdüğünü.
Hiç hissetmeyeceksin kaburgamın altında tepinen varlığını.
Gözyaşlarımla teninin tuz uyumunu fark etmeyeceksin hiç.
Hayatımın mutluluk karelerinde hiç olmayacak yüzün.
Sen bende hiç olmadın ki…
Ama, ama gözlerin vardı.
Gözlerinde yeterdi zaten her şeye…
Sesin vardı,
Cümlelerinde kadifeden güller…
Okşayan bir şey vardı sol yanımı
Varlığın belli…
Ellerim vardı,
Ellerin vardı.
Ellerin ellerime varmadı.
Bundandır, parmaklarımın yetim kalışı.
Kayıt Tarihi : 20.7.2013 20:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!