Boynu bükük, duyguları kırık dökük
Pantolon cebi delik, ayakkabı sökük
Bir mazlum gibi beti benzi çok soluk
Bir dokunsan gözyaşı akar oluk oluk
Yükseğe çıkmak isteyenler sırtına basarlar
Sonra birisi hakim, diğeri savcı olup asarlar
Kitabını uydurup, tutanağa mühür basarlar
Anlayanlar anlar, anlamayanlar bu işi şaşar
İttiler, Kimi eli, kimi dili, kimi de ayağıyla
Ya Rab, yetemez mi ki çektiğim bunca çile
Yetimin halini Senden başka acep kim bile
Şu hayatta hep gördü hile, çekti bolca çile
Bir gün olur, bu yetim şairin çilesi de biter
Bir gün olur, zulüm yapanın ömrü de biter
Her kim burada ne ekerse, orda onu biçer
Zulüm yapanlar bir bir cezalarını çekerler
Hayatta çektiğim çilem ölümden de beter
Ölseydim belki de olurdum bir kere heder
Fakat acılı çileyle oluyorum, her an heder
Ölmeseydi peder, hiç olur muydum heder
Ne diyebilirim işte budur benim kaderim
Yetim kaldım, hayatta hep çile, çekerim
Daha beterini görüp, Allah’a şükrederim
Her şeye rağmen ben yaşamayı severim
Yetim der; daha ölmeden kaç kez asıldım
Daha ölmeden eşik gibi kaç defa basıldım
Hayatta kaç kez, makam mansıba satıldım
Hayatta çook stepne gibi kullanılıp atıldım
Bayram der; yetimliğimi pek üzülmüyorum
Aslında yetim hakkını yiyenleri üzülüyorum
Yetim hakkını yiyeni ne dendiğini biliyorum
Allah’ın bu husustaki emrini hatırlatıyorum
Nice yetim, nice zalim, gelip-geçti, dünyadan
Her gelen gidiyor, mutlaka bu fani dünyadan
Yetim hakkını yiyenler, kaçsalar da Fizan’dan
Yetim hakkı yiyen, geçemez yine de mizandan
B. TUNCA/20.11.2000-16.20
Kayıt Tarihi : 16.12.2000 14:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!