Bir başka yaratmış Yüce Yaradan,
Karadeniz’e can veriyor yeşil.
Bil cümle renkleri silip aradan,
Kendi tonlarını seriyor yeşil.
Aşağıda deniz, yukarda sema,
Gönüller hoş, yer yok tasaya, gama,
..
İnsanı söyleten dildir
Ay benim yeşil Iğdır'ım
Dağlarda açan mor güldür
Bu benim yeşil Iğdır'ım.
Ovasından Aras akar
Güzelleri canlar yakar
..
Baktıkça kaybolurdum, gönlüm akardı,
Dertlerime dermandı yeşil gözlerin.
Kaşını çattığında içim yanardı,
Katlime tek fermandı yeşil gözlerin.
Ömür hiçti yanında sonsuzluk gibi,
Kana kana içtiğim susuzluk gibi,
..
Sanki bahar mevsiminde
Bakma bana yeşil gözlüm
Kulağıma bir şey söyle
Akma bana yeşil gözlüm
Başka bakacak yok gibi
Önümdesin blok gibi
..
Hoş olur baharın ovası bağı
Çiçekte arım var yeşil ercişte
Çimenli çiçekli yaylası dağı
Süphanda karım var yeşil ercişte
Fışkırır yerinden o tatlı suyu
Uzayıp gider bu kavağın boyu
..
YEŞİL SİMAV
Simav’ı görenler dinçleşiyorlar
İçinde kaynaşır kan Yeşil Simav,
Hisar’ın adına Asar diyorlar
Nice beyler burda han Yeşil Simav.
..
İnsan sevgisi gördüm dostun birinde
Sanki şimşekler çaktı yeşil gözlere
Aşk aramıştım sordum biraz derinde
O zaman dönüp baktı yeşil gözlere
İlahi aşkı duydum dostun dilinden
Beşer aşkların artık bıkmış elinden
..
Talas,Kayseri'nin şirin ilçesi,
Yeşil manzarası,mest etti beni,
Bir zamanlar çokmuş,altın külçesi,
Yeşil manzarası,mest etti beni.
Tomarza yolunda,Talas'ı gördüm,
Severek gönlümü buraya verdim,
..
Ne güzel sarıyor cismi;
Resmi ve şekliyle yeşil...
Doğrudur anılır ismi,
Dünya cennetiyle yeşil..
Su desen coşarak olmuş,
Çimenler koşarak olmuş,
..
Yeşil gözlü olmak… ister miydim bilmiyorum yeşil gözlerimin olmasını. Bilmem nedir –bilir miyim ya da- nedeni ve yakıştı mı rüyaya. Ben çok severim rüya görmeyi, belki sık görmeyişimden, belki de görüp de hatırlamayışımdan. Sanırım hayal kurmalarımdır, rüyalarıma engel. Uzun uzun hayal kurmalarım. Kavgalarım, dövüşlerim, sevişlerim, ölüşlerim… uyumadan önce kendi kendime oynadığım kısa metrajlı filmlerim benim. Hiç birincisini seçmedim hayallerimin, Oskar’ını veremem en iyi oyuncu seçip ne kendimi ne de esas kadını.
Her gün yenisini kurgulasam da genelde hayata en uyarlanabilir olan kurgu üzerinde iyileştirmeler geniş yer kaplar bunlarda. Ama elbette o günün gündemi farklılaştırır her birini. Tabii bazen bu hayallerim yüzünden sıkıntı çektiğim oldu kendimce, gerçek hayatta. Bazen oluveriyor ki hayallerim gerçeğin içinde, diyorum işte böyle, evet bunu istemiştim ben de… ama insan hep kendini kayırır değil mi? Kötülük kendini bulsun istemez, yakıştıramaz olumsuzluklarını hayatın, giydiği statükocu düşüncelerine. Hal böyle olunca insan kavgalı hissediyor kendini hayatla. “Bak her şey yolundayken nasıl taş koydu hayat yine düz yoluma? ”. İstiyor ki insan, hayat hayallerindeki gibi olsun. Sevdikleri yanında, sevgi daim olsun. Gözler yeşil olmasa da gönüller ışıl ışıl olsun. Ve şairin dediği gibi, “Olursa bir şikayet ölümden olsun” hayal memleketimin körpe dimağında.
31 Ekim 2006 Salı 01:23
..
Kavruluyorsun inan kendi yağınla
Yetiyorsun kendine bahçe bağınla
Binbir çeşit ağacınla çiçeğinle dağınla
Ne şirin ilçesin sen yeşil YENİCEM
Doğa kültür orman yeşil denince
Kış bitip yerine ilkbahar gelince
..
Yeşil korumalı yeşili sevmelisin,
Yeşil, senin yaşamın yeşil senin tercihin…
O, hem denge unsurun tabiatın içinde,
Hem de yaşam kaynağın dönüşümlü şekilde…
Yeşili seveceksin doğduğun günden beri,
..
Fil sürüsünün en gözdesi, en çabuk iz bulanıydı. Kulakları en iyi duyanı. Çalıların arasında bir çıtırdı duysa hemen koca kulaklarını sallar, korku ne ki onun yanına hiç uğramaz her şeyi siler geçerdi. Koca koca kökleri söker, yıkılmaz denilen ağaçları hortumuyla, o iri cüssesiyle devirir, yollarında önlerinde engel ne varsa kenara atar, yolu sürüye açardı Gri.
Gri sürüsünün en genç filiydi. En duygulu, en yardımsever. Sürünün başı en yaşlı anneanne Büyük Ay’ın torunuydu Gri. Onun sözünden çıkmaz o nereye giderse gider, “Durun buradaki suda dinlenin” derse durur, sularda arkadaşlarıyla oynaşır, onlara şakalar yapardı suyun içinde hortumuyla.
İşte Kızıl Gün’ü orada gördü. Suyun başında. O da Gri'yle aynı aylarda doğmuştu yaşıt sayılırlardı. Yine sürünün içinde ayrı akrabalıklar kurdukları fillerdendi. O da arkadaşlarıyla oynar, serin serin suları başlarından aşağıya öyle bir dökerlerdi ki sevinçli bağırışları tüm Afrika’ya taşardı. En çok akasyayı severdi Gri. En taze akasya dalları filizleri nerde olduğunu da Kızıl Gün öğretmişti. Çoğu kez onunla gezer olmuşlardı. Gri’ye arkadaşları “Kızıl’ı buldun, bizi unuttun” diyorlardı. Onun mutluluktan ışıldayan gözlerini görünce vazgeçiyorlardı sitem etmekten.
Kızıl Gün’le uzaklara gitmeden önce, çevreyi dolaşmaya çıktıklarında anlamıştı Gri. Bu çıkış diğerlerine benzemiyordu. Her zaman arkadaşlarıyla oynadıkları suyun yanına geldiklerinde Gri “Gözlerin kanlanmış.”dedi “Ne oldu? ”. “Bütün gece uyuyamadım da ondan” dedi Kızıl Gün. “Uyuyamadım.”
Gri “Ben de” dedi. “Herhalde ay dolunay da ondan.”
“Hayır senden” dedi Kızıl Gün.
Gri’nin kalbi hızlı hızlı çarptı. “Benden mi? ” dedi.
..
Bi öpülemez dudakları var, bi sevilemez elleri. Durup duruyor önümde. Önümde gülüş, gülüş duruyor. Kazağının al, al kalemleri, dudakları, öpülemez dudakları, tutulamaz elleri düşünüyor. Yeşilsiz gözleri, bi beni, bi ellerimi, bi güneşi, bi adamları düşünüyor.
Duramıyor, oturamıyor. Ellerimin, ayaklarımın, gözlerimin gelemezliklerini biliyor. Ardından alıp gidiyor her şeyini. Ellerini, al, al kalemli kazağını, ayaklarını, öpülemez dudaklarını, düşünen yanlarını, yeşil, yeşil etekliğini, devetüyü mantosunu alıp götürüyor.
Bi başıma kalıyorum. Bi yalnızlık oturuyor üstüme. Bi düşünüyorum, bi al, al kalemli kazağını, tutulamaz ellerini, bakılamaz gözlerini, öpülemez dudaklarını, düşünen yanlarını…
Olmuyor işte… Yapamıyorum, duramıyorum …Bi öpülür dudakları, tutulur elleri, bakılır gözleri, al,.al kalemli olmayan kazakları, bi düşünmeyen elleri, yeşil, yeşil olmayan eteklikleri, bi güzel kadınları,sütun gibi bacakları, yeşilli, yeşilli gözleri düşünemiyorum…
Bi pembe mendilini, bi öpülemez dudaklarını, bi tutulamaz ellerini, al, al kalemli kazağını,
Düşünen yanlarını, yeşilsiz gözlerini, devetüylü mantosunu alıp götürüyor önümden…
Bi yalnızlık, bi güneş, bi tramvayların gürültüsü, bi düdük sesleriyle kalakalıyorum böyle…
..
Buz kesmiş sandıgım kalbim şimdi
Deli rüzgarın ugultusunda hüzünlendi yine
Atmaca merakı ile gezindigim sokaklarda
Şimdi sonbaharın o esrarengiz elemli ugultusuna yenik
Çıkamadıgım karamsar odam
Tanık oldugu maddeyi üşütürken
..
izmir ANKARA Asvalti icinden Gecer
Visnesi Meyvesi Kirazi Sanki Seker
Cok köyü Bambaska Hele Dümenler
Bir Baskadir Benim Yesil Banazim
-
Yesil Banaz USAK ilinin ilcesidir
Gelen Yabanci Gitmez Buraya Yerlesir
..
YAYLALAR
Kuşluk güneşiyle seyranı gördüm
Bezenip gidiyor yeşil yaylalar
Yankıpınar’dan Kırkpınar’a kadar
Uzanıp gidiyor yeşil yaylalar
..
En çok kalabalık dördüncü ili
Kuzeydoğuda sarar Kocaeli
Batıda Balıkesirle çevrili
Cenneti yaşarsın "Yeşil Bursa'da"
Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti
Bursa Çarşısı, parkı, müzeleri
..
Tacına telimden takmasa bile
Divane gönlümü avutamadım,
Meyl ile yüzüme bakmasa bile
O yeşil gözleri unutamadım...
Dal boyluydu, bastıkça yer tozardı,
Perçeminden güne ışık sızardı,
..
Işıl ışıl yanan okyanus sanki
Yeşil gözlerinde sevdalara daldım
Peşine takıldım yunus misali
Yeşil gözlerinde sevdalara daldım
Tutuldu ellerim sustu dillerim
Esmeye başladı kavak yellerim
..