Yeşil Gözler
Yeşil gözlerin amazonlardaki kadar derin bir cangıl
Ben hazırlıksız bir maceraperest
Ne kadar su ne kadar yiyecek gerek kestiremeden çıktım yola
Bir koşuda biter sandım gözlerinin derinliği
..
İzin için gitsem bir bilet alsam
Kopenhag’dan gece uçağa binsem
Sabah olmadan Ankara’ya varsam
Ôzledim köyümü yeşil Pörneği.
Bize özel gelen taksiye binsem
Emirdağ’larına doğru yol alsam
..
Adı-şanı kirazdan doğan Giresun!
Edep, sevgi saygı, özünde korsun!
Ata’ma muhafız, fedakâr dostsun;
Fındığın başkenti, Yeşil Giresun...
Git gez gör Kümbet, Bektaş, paşa konağı...
Sağlığın ilacı, ruhun sancağı.
..
Haydi başını kaldır
Yeşile iyice bak
Güneş, hava, su, toprak
Yeşil için oyuncak!
*
Varlığından bu yana
Örer durur onları
..
(Bu naçiz şiirimi,Türk Halk
Müziğinin büyük ustası,
değerli hemşehrim,Sayın
Musa Eroğlu'na; en iyi
dileklerim,en içten selam,
sevgi ve saygılarımla armağan
ediyorum.)
..
Gözümün kirpikleri ıslandı yine…
Ağladı için için kendi kendine…
Dur gözyaşlarım, dinsin acılarım…
Değmez hicran, böyle zalim birine…
Gözlerim, gözlerim, yeşil gözlerim…
Sus artık ağlama yeşil gözlerim…
..
Gün geçtikçe beni sana bağlayıp
Gönlümü yakıyor yeşil gözlerin.
Bir şelale gibi coşup, çağlayıp
Kalbime akıyor yeşil gözlerin.
Gözlerine sinmiş hüzün ve edep
Gözlerindir benim kahrıma sebep
..
Yeşil Gözlü Dağlarım
Körpe fidanlarıyla, çiçekler bağlarıyla.
Kimsesiz sokakların, sis saran ağlarıyla.
Geldik gezdikte gördük, sıralı dağlarıyla;
Beni alıp götürür, Yeşil Gözlü Dağlarım.
Balta vurmamış orman, kuş konmamış ağaçlar.
..
(ey)
Yeşil m'olur gemilerin direği
(ey direği hey)
Çatal m'olur efelerin yüreği
(aman aman yüreği hey)
Yeşilim yeşilim yeşil olalım
..
Yeşil murattır diye
Bir dilek tuttum.
Yeşil gözlerini görünce
Göz kırpan her yıldız da
Sen gelirsin gözlerimin önüne.
Berrak bir su gibisin,
Akıyorsun gönlüme.
..
“Hayatımı paylaştığım değerli insana”
Hayatıma anlam katan gözlerin,
Güneşçe içime batan gözlerin,
Ulvi düşünceye atan gözlerin,
Beni derde salan, yeşil gözlerin,
..
İnsan yüzünde böyle, güzel mi durur,
Görmedim ki ben onda, kibir ve gurur,
Soyundan gelen güçle, asil ve mağrur,
Bir ceylan gibi bakar, yeşil gözlerin...
Yaydan çıkan ok gibi, bağrım delerek,
Masum güzel sözlerle, aklım çelerek,
..
Bir vilayet kurulmuş, Çoruh’un vadisinde
Görenleri büyüler, güzel yeşil Artvin’im
Okumuş uzman hocan, var yedi ilçesinde
Burnumda tütüyorsun, güzel yeşil Artvin’im.
Arhavi’ye mahsustur, atmacanın avları
Hopa’da işleniyor, tomurcuk mis çayları
..
Ne lutuftur ya Rab özleyen kula
Cemalini her an gözleyen kula
Habibin yolunu izleyen kula
Yaz gelince açan bu yeşil alem
Baharda yaşaran kuru topraklar
Binbir çeşit olup açan yapraklar
..
Dağların ormanlar kaplamış senin
Bolu adı verilen güzel diyarın
Köroğlu ile de dolu efsanelerin
Bolu denilen güzel yeşil şehirin
Ağaçlar arasına saklanmış köyün
Yeşil arasında görünür minarelerin
..
Duruyorlar, ilah gibi,
Vuruyorlar, silah gibi,
Yüreğimde, günah gibi,
Saçılıyor, yeşil yeşil.
Kâh zehirdir, kâh tat gibi,
Şah’tı gönlüm, şah mat gibi,
..
YEŞİL DUVAKLI GELİN...
Konya'ya bir tabut indi: Eva De Vitray Meyerovitch. Tüm kol saatlerini kırarak, neşeli bir geminin lacivert suları yırtan burnu gibi, parmağı hep havada çalışkan bir öğrenci gibi, iç cebinizde herkesten gizli usul usul yetiştirdiğiniz bir gül gibi... Eva Hanım geldi... Ölümü hiç düşünmediğimiz, demirden para kasalarımızı yastıklarımızdan daha fazla sevdiğimiz, birbirimizden nefret ettiğimiz bir gündemde çıktı geldi Havva Hanım...
İşte bizler tam bu zehir zemberek kotada ateşe basarcasına koşuştururken konuverdi: Prof. Dr. Eva De Vitray Meyerovitch'in tabutu Konya'ya... 20.yy'ın tamamına tanıklık etmiş, 1999 yılında aramızdan ayrılmış Fransız düşünür Havva Hanım'ın nazenin tabutu, Konya Havaalanı'na iniyor. Takım elbiseli bir takımadamlar düğmelerini ilikleyip tabuta doğru koşuyor, tabuta ulaşan eğilip ayak uçlarını öpüyor. Nümayişsiz alayişsiz bir topluluk, yeşil arabaya bindirip götürüyorlar Eva-Havva Hanım'ı... Yatırmaya götürüyorlar.
Meyerovitch, hukukçu ve felsefeciydi. Mevlana ve İkbal'in Fransızca'ya çevrilmemiş bir tek eseri kalmayıncaya kadar hayatını mesnevilere adamıştı. Bu süreçte Müslüman oldu, asırlarca önce dünyasını değiştirmiş Mevlana'dan mürşidim diye bahsediyordu. Kılavuz, öğretmen, yol gösterici, kutup yıldızı, güneş... Asırlarca önce yaşamış büyük aşık Mevlana Hazretleri'nin çağımızdaki talebelerinden birisi olarak bir karınca mütevazılığında yaşadı Eva Hanım. Çeviriler yaptı, uluslar arası sempozyumlarda tasavvufu anlattı, radyo programları, kitaplar, konferanslarla Avrupalı pek çok insana Hakk'ı anlattı...
Fransız Bilimler Akademisi üyesi saygın bir bilim insanıydı... En son 1998 yılında katıldığı Mevlana Anma Törenleri'nde konuşmasının sonunda artık çok yaşlandığını ve Allah izin verirse vefatının sonrasında Mevlana'ya yakın bir yerlerde mütevazı bir kabirde yatmak istediğini vasiyet etti kendisini dinleyen binlerce insana...
..
Yaprağın yeşili bu kadar güzel yeşil miydi?
Sarı papatyanın beyazı bu kadar ak mıydı..
Gözlerinde yaprağın yeşilini,
Yüreğinde sarı papatyanın beyazını gördüm.
Yüreğin bu kadar ak..
Gözlerin bu kadar yeşil miydi...'
..
bir gün veda edecegim sevgili sana
aglamak yok sende geleceksin pesime!
üstümde cayir, cimenler bitecek yesil yesil
aglamak yok diyeceksin sende birgün birine!
..
YEŞİL TÜRKİYE İÇİN
Çiçekle coşku arttır
Yaşam kıvamı için
Orman,su,yeşil şarttır
Neslin devamı için.
..