PERİHAN PEHLİVAN YEŞİL ŞİİRLERİ

PERİHAN PEHLİVAN YEŞİL ŞİİRLERİ

Perihan Pehlivan

YEŞİL IRMAK

Uzar gider kıvrım kıvrım yerleri
İnce belinde mermer kemerleri
Yeşil yeşil bakar buğulu gözleri
Şahlanır Yavuzun gençlik demleri

Yaprak açar çınar salar kökleri
Ayva, nar ballanır suyuna açar renkleri
Sevdanın koyları yalıları köşkleri
..

Devamını Oku
Perihan Pehlivan

Çayeli’nden beriye Rize’dir Rize
Arhavi’den öteye Artvin’dir size
Cennet gibidir yeşil çay bahçeleri
Mavi deniz, dağ, tepe yeşil her yeri

Oy yasındayım yasındayım
Serin suların başındayım
Çayın özelde hamsindayım

Kaçkar’dan gelir karı ayazı yeli
..

Devamını Oku
Perihan Pehlivan

Resim

Üç arkadaş bir cafede oturuyorlardı. Demli çayları sıcacıktı, dostlukları gibi. Kah gülüyorlardı anılarını anlatıp, kah başlarını sallayıp “Ne günlerdi ya! ” Diyorlardı. Zaman su gibi akmıştı. Artık kalksak mı diye birbirlerine bakarken; garson boş bardakları topluyordu. Birinin gözü karşı duvardaki tabloya takıldı.

Şu tabloya bakar mısınız? Size ne düşündürüyor, neyi çağrıştırıyor. Diğerleri de dönüp baktı. Fazla istemeden. İşte öylesine

Bir tanesi; bir çiftlik var orada. Bak birde ev çalışanlardan bazıları kalıyor olabilir. Hımmm. Sanırım mevsim sonbahar, bak! Şu taraftaki ağaçların yaprakları sararmış yer yer. Fırça darbeleri güzel, renkler uyumlu yani, doğala çok yakın. Bu kadar dedi ellerini açarak.

İkinci; Evet oldukça doğal, katılıyorum. Patikadaki ayak izleri dikkatimi çekti. Haklısın, bir çiflik burası. Ama, tamamı görünmüyor. Fakat, bakımlı ve oldukça yeşil.

..

Devamını Oku
Perihan Pehlivan

Günlerdir süren hazırlıktan sonra; Merak ettiğim Antep,Maraş ve Hatay yolculuğumuz başlıyor. Atatürk Hava limanından kalkıyoruz. Adeta süzülüyor uçağımız. Güzel bir gün güzel bir niyet. Haydi hayırlısı. Bir saatten fazla uçuyoruz kaptanımız" İnişe geçiyoruz kemerlerinizi bağlayıp dik oturun "Diyor. Aşağıya bakıyorum. Maraş yeşil bir ova gibi görünüyor bir kısmı dağlık. Asıl amaç Maraş ta Kızımın düğününü yapmak biraz da yakın çevreyi gezmek. Nihayet, Kahraman Maraşa ayak basıyoruz saat ona çeyrek var. Derken uçaktan çıkıp bagajımızı alıyoruz biraz küçük hava alanı. Sonra kızım ve damadım bizi karşılıyor birde kiralık araba firmasının yetkilisi. Arabalarımıza binip, Maraşa doğru ilerliyoruz. Şehir çok uzak değil. Bu arada araca ilk istasyondan petrol alıyoruz ve damadın arabasını takiple öğretmen evine gelip dinleniyoruz. Sonra damat geliyor onu takip ederek dünürlerin evine doğru ilerliyoruz. Maraşın ortasından geçip adeta dağ yamacına tırmanıyoruz. Sanki Maraş halkı sırtını dağa vermiş. Daha sonra öğreniyoruz önceden olan bir deprem buna neden olmuş. Yeni bir aile yeni bir kültüre merhaba diyoruz. Sıcak kanlı insanlar. Şiveleri biraz değişik geliyor. Hoşbeş yorgunluk kahvesi ve Maraş usulü yemeklerden sonra.Kısa bir Maraş turuna çıkartılıyoruz. Önce terasa gidiyoruz. Manzara muhteşem. Çayla birlikte Antepfıstığı ve tarhana geliyor ama bizim usülden değil incecik. Aklıma jelatin geliyor. Çekiniyorum yemeye sonra ufaktan alışıyorum. Biraz oturup resim çekiniyoruz. Sonra kalkıp Kaleye gidiyoruz. Ve anlatıyorlar. Tarihten tarih çıkıyor ve karşıda bir camiyi işaret ediyorlar. Sütçü imamın cami. Vaaz verirken kalede şu andaki şanlı bayrağımızın yerinde Fransız bayrağı varmış ona bakarak diyor ki:" O bayrak orada iken içiniz nasıl rahat ediyor nasıl huzur buluyorsunuzé ve ardından isyan başlıyor. ve o bayrak nihayet indirilip Türkün şanlı bayrağı çekiliyor. Ruhları şad olsun. Bu güzel şehri bize hahşedenlere saygımız sonsuz. Ve kale içinde bulunan saraydan padişahtan ve kızından bahsediyorlar ve gizli geçitten karşıda bir hamama nasıl gidip geldiklerinden. Ben çok kale gördüm mekruh,yıkık, pislik içinde. Burası adeta korunmuş. Daha önce biri işletiyorum sosyal tesisler varmış ama kapanmış. Sonra tekrar öğretmen evine dönüp istirahat ediyoruz. Ertesi sabah erkenden Antepe gidip geziyoruz tarih 24 Mayısı gösteriyor. Maraş hep yağıyor. Antep sıcaktan kavruluyor. Ve o gece düğün oluyor Liva düğün salonunda. Maraş usulü güzel bir düğün. Yeni çifte mutluluklar.Tarih 25 Mayısı düşüyor. Tekrar Maraşı geziyoruz. Şehrin ortasında uzunlamasına bir bark parkın baş tarafındanda bir anıt ve daha sonra yol kaleye uzanıyor. Yer altı çarşısı ve eski bir çok anıt. Maraş güzel. Huzurlu ve en önemlisi yeşil. Her yerde Dondurma reklamı var. Sonra bir Pastahaneye giriyoruz. Künefe ve Maraş dondurması yiyoruz. Afiyet olsun.
Daha sonra çarşı pazar gezinip istirahate çekiliyoruz. Sabah otelimizde kahvaltı yapıp Hataya doğru yola çıkıyoruz. gezip dolaşıp yiyip içip geliyoruz. Biraz dinleniyoruz ve telefonumuz çalıyor. Dünürlerimiz akşam yemeğine davet ediyorlar. Arabamızla bin evlere doğru gidiyoruz yolda kavun ve karpuz alıyoruz. Güzel bir akşam yemeği yiyoruz. Ev sahibinin eline sağlık, kesesine bereket. Mantı ve içli köfte aklımızda kalıyor. Sonra gece basıyor otele dönüyoruz. Tabii akrabalarla vedalaşıyoruz. Yarın İstanbul'a yolculuk var. uykuya dalıyoruz.
26 Mayıs Pazartesi Hava alanındayız son kez resimler alıyoruz. Kiralık arabamızı teslim ediyor ve güvenlikten geçiyoruz. Uçağımız onbeş dakika rötarlı kalkıyor ve İstanbul.

27.5.2014Ataşehir/ İST
..

Devamını Oku