Gözlerin ki bir ulu sancak uluların ulusu
Gözlerin ki diz çöktürür yetmiş yedi bin ulusu.
Şayet bakışların bakışlarıma değerse,
Sanki bir pusattır, iz bırakir vuruşu.
Aşk insanı yakarken ben seyrederdim kenarda
Yanana da gülerdim, yananı yakan aşka da.
Lakin Altay heybetinle çıkıp geldin karşıma,
Düştüm ben de şimdi aşkın ummanına.
Saçların savrulur durur rüzgara isyan ederken
Kıpçaktan kalmış güzelliğin ta asırlar önceden.
Görkemli bir şaheserdir senin bu ay çehren,
Aşkın kat kat ısıttı, ne farkı kaldı güneşten?
Kendime gelmek için yıllarca beklemeliyim
Benim aklımı alan: yeşil gözlerin
Gönül paslanmışsa eğer çaresi sevgidir,
Sevgimin ateşi, güneşi dahi eritir.
Ah, bir kez olsun bana güvenir misin?
Güzel bir ütopya: ''Belki sen de seversin''
Bitmek bilmez aşk sancısının ilacı âtidedir.
Gözlerin gözlerime değmezse o gün kıyamettir.
Gözlerin ki bir yeşil sancak, dalgalansın göğümde
Rüyalarımdan çıkmasın huzur veren gölgesiyle.
Belki nasip olmayacak bu sancağın sancaktarı olmak
Ülküm olsun bu sancağın altında diz vurmak.
Ey, mavi göğü delen, yağız yeri yaran sancak!
Ben senin huzurunda diz çökerim ancak.
Tek dileğimdir: Gözlerin gözlerime sarılsın
Yer, gök, nehir dağ; gözlerinin rengine boyansın.
Kayıt Tarihi : 7.1.2020 23:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!