Yeşil Cami İle Musahabe (Arkadaşlık)

Serinliğinde mülteci bir kaçkın gibi mutluluk duyarak,
Her gelişimdeki ikramınla cennetlerden ruhuma,
Koşup geldim işte geleceğim bastonum vurduğunca.
Tezyinatına perde gibi seriversen de kuru yaprakları,
Zuhuruyla miski amberlere koyan dünyayı o doğumları,
Bekleyebildiğimce beklemek azmimdir baharları.

Cennete cevher olmuş avlundaki mahfuz ezanları,
Kabul olmuş duaları ve karanlık sabahlarda nurlananları,
Amentü bilerek okunan ihlâsları fatihaları,
Kalbime ritim koyarak sığındığım bu taş kucağı,
Ve hayatımdan hayata son firkat olacak taş mekânı,
Hacer ul Esvetler gibi koymak istesem de dudağa musallanı,
Bir tekbir sonrası savlet gibi görünce hayatı,
Sende her konuşulanı ve senle konuşanı,
Yüklenip gitmek kaydıyla her dostuna bir baki selamı,
Celp etmeye geldim yine makbul ve mebrur duanı.

Öyle bir imtisal olmalı ki emre her sedan,
İnerken mübarek nurlar semadan an be an,
En derin uçurumlar tepesinde imdat gibi dallarına,
Koşup Kevserleri sormam lazım şadırvanda musluğuna.
Ve bir iftitahla mecnun olmalı gönlüm,
Hiç yaşlanmayacak ölmeyecek maşukuna.