Burcum boğa, ücretim çaba,
Hayat soktu ıssız zor yola,
Yılların oynaştığı kuytuya,
Hem kör,hem köhne,ucunda;
Azıcık ışık,uzan ve yakala
Zorun zoru vicdana,
Zorun kolayı biçareye.
Ben! Yeryüzü sürgünüyüm,
Baharda buz kesiyor,
Kışta zemheride eriyorum.
Kıpkıraç yanan bir kayada,
Yıldırımların odağı,
Kaynayan volkanda,
Vahasız çöllerde,
Yunusun soluklandığı,
Mevlana'nın dinlendiği
Hacı Bektaş'ın dizinde,
Bitiyorum arkadaş, bitiyorum.
Bir forsa gibi elim nasırlı,
Gönlümde kocaman bir ışıltı,
Ağırlığında çekiyorum yılları,
Tükenmez ümitle geçiyorum yolları.
Yollar, yollar, engelli yollar,
Romaya çıkartanlar yanılmışlar,
Benim geçtiğim ve yürüdüğüm,
Bütün yollar yüreğe çıkar.
Geçti dediler az önce Leyla,
Mecnunun gölgesi yoktu peşinde,
Bir yol açıldı sürüklercesine,
Başım açık, yüreğimde aklık,
Düşüverdim ayak izlerine
Bende sizler gibi aşkla,
Yaşlanmayan bir Leyla ararım,
Atacağım kendimi dizlerine,
Buse kondursun dudakları;
Çatlatırcasına, çatlayan alnıma.
Ben! Yeryüzü sürgünüyüm,
Kötülük değil bana göre,
Güzellerin değil, güzelliklerin,
Ve birde iyiliklerin peşindeyim.
Yüreğini hoşluklar adına,
Sürgüne gönderenleri seviyorum.
Kayıt Tarihi : 24.10.2008 21:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)