ne kadar ne olduysa bilinmez
ateşin kor olduğu zamanlarda
alev, alev yanıyorken dünya
mağmalar kükremiş asırlarca
özsuyunu serpiştirmiş Alem
soğumuş yeryüzü durulmuş zamanla
harareti düşmüş ateşin
ki mikroplar türemiş olmalı
yeşermiş, çiçek açmış bizler için
baygın kokular yayılmış her yana
Tanrı) bağışıdır bu dünya.
kaç defa kopmuş Kıyamet
kaç defa türemişse nesiller
yürümüşler bilge çağına
incir ağacı dikilmiş ana, baba ocağına
kinler, nefretlerle azmış insanlar
gün olmuş belirmiş Alametler
tekbir işaret, tek bir iz kalmamış
yinede yok olmamış tümden bakteriler
asırlarca dolaşmış hayaletler.
yıllar, asırları kovalamış
güneş doğmuş, ay dolanmış
yeryüzü yeniden canlanmış
buz devrinden sonra mu çağında
uçsuz bucaksız düşlerde
bakir ormanlardan çıkmışlar
mağralara sığınmışlar.
uzamış gitmiş seneler
ne zaman vahşi yaratık görseler
tabana kuvvet demişler
zamanla korkularını yenmişler
yeryüzünün cennet olduğunu
epey sonra görmüşler.
gel zaman, git zamandan sonra
taş devirliler, cilalı olmuş
bazıları taşları yontmuş
bir başkasıda ateşi bulmuş
çıkmışlar mağralardan
ekip, biçip evrimleşmişler
yayılmışlar yeryüüzüne
o zamanlarda başlamış kavgalar
aç gözlü benim demiş
işte ordan kalmış savaşlar.
hala çoğalıyoruz
oysa Dünya aynı Dünya
yakındır kopacaktır Kıyamet
gidecek yer kalmayınca
belki yine mikroplarımız kalacak
kimbilir hangi zamanda canlanacak.
Mustafa Yaman 2
Kayıt Tarihi : 29.12.2022 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!