Yerel Bakkaldan Nohut Tozu

Yerel bakkaldan nohut tozu,
Bisküvilerin arasında da lokum.
Oyunlarda kozları paylaşmaktı mutluluk,
Akşama kadar dışarıda kalarak.

Soda kapağı altın gibi değerliydi.
Şans çok eğlenceliydi.
Topu döndürmek bir beceriydi.
Çembere binmek garip bir şeydi.

Kışın tahinli yarışlar yapılırdı.
Kar yağınca kulübüm açılırdı.
Evde sıkılınca kaçılırdı.
Çatılardan karın içine atlanırdı.

Yazın buz gibi aşkkimo yenirdi.
Trabzon ayakkabıları giyilirdi.
Çocukları korkutmak için
Hermehozan hızından uzanıp,
Alın, bu çocuğu ezanda denmezdi.

Civcivleri beslemek neredeyse gelenekseldi.
Buz pateni büyük bir beceriydi.
Salçalı ekmek ziyafet demekti.
Gofret satmak da bir emekti.

Kıyafetler geceleri giyilirdi.
Sabahları şeker toplamaya gidilirdi.
Bayramda herkes kartel gibiydi.
Parası için çatıda atışlar oynanırdı.

Resim yapan çocuklar vardı.
Senin ayakkabını giyeceğim diyen.
Ayakkabı boyayarak ve cilalayarak,
Helalden tike ekmek yiyen.

Sinek toplamak için dağlara giderdik.
Teker teker kayaların üzerinden atlayarak.
Sapanla kuş avına çıkılırdı.
Yollara ilginç çizgiler çizilirdi.

Bahçelerden meyveler toplanırdı.
Yeni bir oyuncak görülse şaşırılırdı.
Kafelerde video filmler izlenir.
Evlerde ev oyunları oynanırdı.

Gölde yüzmek istiyorsanız,
Taş atmak, ot atmak kuraldı.
En iyi yüzebilen kişi,
Kendisi en büyük kraldı.

Göz bağı, yüzük, sıçrama,
Bire bir iddia edilirdi.
Meqet'te Pineki büyük bir zevkti,
Tehmeq'e tırmanmak bir meydan okumaydı.

Dama terence ile tırmanılırdı.
Kovboy kovboyculuğu oynanırdı.
Oyuncak silahlar sıkıcıydı.
Vurulan yalandan yere yığılırdı.

Sabahları sıcak ekmek ve peynir.
Kahvaltı için en iyi yemekti.
Bitlis'te çocukluk;
Dünyanın en güzel şeyiydi.