/üzerine eski bir gazete örtülmüş, kim vurduya gitmiş ölü nerden bilebilsin
üstündeki gazetenin bir köşesinde, mutlaka yazılı olduğunu ölüm sebebinin/
ölüm gibi yağıyordu kurşundan yağmurlar, saklanacak siper bulamıyordum
delik-deşik olmuştu bütün ışıklar, karanlık gözlerimi vurmuş göremiyordum
korkmadım desem içi yalanla dolacak, bir dehlizin çivili duvarına yaslanarak
başlangıç noktama döneyim derken, her adımla daha da çok kayboluyordum.
Yıllar bir gözyaşı olup da kaymış
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;
Devamını Oku
Nurlu ihtiyarın yanaklarında.
Yapraktan saçını yerlere yaymış,
Sonbahar ağlıyor ayaklarında.
Süzüyor ufukta bir kızıl yeri,
İçi karanlıkla dolu gözleri;