Üstadım,
Bir bahar ayında göçüp gittin. Sen gittiğinden beri kışı hiç görmedi fikirlerin. Ölümsüz fikirlerin sayesindedir ki, her mevsim cemreler düşer gönlümüze. Cemreler; rehber olur, fener olur, umut olur bize.
Meydan okuyansın sen; haksızlığa, arsızlığa, zamana. Bilirim ki Hakk’a giden yollarında uğradığın haksızlıklar vardır senin, arsızca sözler, dört duvar arasında özgürlüğünden çalınan zamanlar!
Çile çektin “ sabır ” dedin, geçmişini kurcalayıp duranlara: “Benim geçmişim bir çöplüktür, çöplüğü ancak kediler ve köpekler karıştırır! ” deyip hadlerini bildirdin. Yılmadın, direndin. İnandığın bir gerçek vardı, tüm susmalarının cevabını ona yükledin…
Çeviriyorum kumdan saatimi geriye:
“Bir zerreciğim ki, Arş’a gebeyim
Dev sancılarımın budur kaynağı! Yıl 1934. Yeni bir can doğuyor kendi öz canından. Zamanın tersinden doğmuş gibi; konuşabiliyor, koşabiliyor. Bir ihtiyarın tecrübesine yakın, yeni doğanın cahilliğine uzak. Necip aynı Necip, Fazıl aynı Fazıl görünüşte; lakin ruhun gebe kalışından meydana gelen, olabildiğince genç, canlı, aşka aç… Doyabilmek için aşka _ki bu mümkün değil _ çıkıyorsun asıl yolculuğuna. Susmalarının cevabını yüklemeye hazırsın ona…
“Felsefe çürük cevizlerle dolu bir denizde sağlam cevizi aramaktır ” diyorsun işin zorluğunu anlatırcasına. Kolay değil kendini adadığın o davayı anlatmak, içi boşalmış ya da çürüyüp gitmiş ceviz kafalılara!
Dalıyorsun denize… Samanlıkta iğne arar gibi arıyorsun sağlam cevizi, deniz oluyorsun sonra, damla olarak kalmışları katabilmek için denize… Dalga dalga kükreyip karşı koyuyorsun fırtınalara, çürük cevizlere! Bu yüzdendir yüzündeki suların o dalgalı görüntüsü… Şikayetçi değilsin yine de: “ Öyle ucuz değil gül koklamak, gül tutan ele diken batmalı… Bir aşka gönül veren, o aşkın kapısında yatmalı. ”
Üstadım,
Damlalar denize kavuşmadığı sürece hiç bitmeyecek bu sıkıntı, zulüm ve çile. Sen bu hakikatin o kadar farkındaydın ki “Bir kişinin herkes, herkesin de bir kişi olduğu hakikati İslamındır.” diyerek, bizi özümüze dönmeye davet ediyor, kurtuluşun Hakk’a giden yolda oluğunu haykırıyordun. Bütünün parçası olan insan çok değerliydi senin için, tıpkı hikayedeki o çocuk gibiydin: Babası bir yapboz verir oğluna, oğlu onunla meşgul olsun, bir süre kendisi yalnız bıraksın diye. Çok kısa bir süre sonra oğlu, bitirmiş olduğu yapbozla dikilir babasının karşısına. “Nasıl bu kadar kısa sürede bitirebildin” der babası şaşkınlıkla Oğlu cevap verir:“ Yapbozun arkasında insan vardı baba, insan düzelince dünya da düzeldi! ”
Üstadım,
Bir üçgen canlanıyor hayalimde; tabanında insan var, tavanında insandan yola çıkarak ulaştığın sevgi. Tabanın genişliği dar gelmeye başlamıştı sana, yükselmek istedin. Yükseldikçe daraldı dikenlerden kaçabileceğin alanlar; kanadın, acıdın, çile çektin. Yükseldikçe çektiğin acıyı da çileyi de sevdin. Sabır zırhındı, sevgini kılıç belledin. Yükseldin, yükseldin, yükseldin… Kurtuldun aklın mengenesinden, kurtuldun seni dünyaya hapseden nefsinin prangalarından, kalbini azat ettin… Öyle bir yere vardın ki sonra, baktın tırmandığın zorlu dağlara yüksekten: ” Anladım işi; sanat Allah’ı aramakmış, marifet bu gerisi yalnız, çelik çomakmış. ”
Üstadım,
Fikirlerinin cemresi o kadar güzel düştü ki gönüllerimize, dünyanın en güzel çiçekleri açar oldu topraklarımızda. Bilmelisin ki açan her bir çiçek, seni fısıldıyor bu vatanın evlatlarına, yapbozu tersten bitiren tüm dünya insanına. 1934’ten sonra susmalarını yüklediğin cevabı, tüm susmalarımızın cevabı olarak bilmekten mutluluk ve onur duymaktayız. O cevabın Necip Fazıl’ı ve Necip Fazıl olma yolunda adım atanları temsil edeceğini bilerek rahat uyu üstadım:
“YARIN ELBET BİZİM, ELBET BİZİMDİR
GÜN DOĞMUŞ, GÜN BATMIŞ EBED BİZİMDİR. ”
***EMRAH AKKAN***
https://www.facebook.com/emrahakkan.com.tr? ref=hl (facebooktaki edebi sayfam)
Kayıt Tarihi : 12.5.2013 16:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Necip fazıl konulu ödüllü mektup yarışması
Kutlarım Genç Kalem...
Emek, sabır, bilgi ve birikim ürünü olan eserinizi tebrik eder başarınızın devamını dilerim.
Eserinizin hakkı olan tam puan+antolojiyi Bodrum'dan gönderiyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun efendim.
Sevgi ve saygılarımı iletiyorum
Dr. İrfan Yılmaz. BODRUM.
TÜM YORUMLAR (7)