Yeni yaşam standartlarımız

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Yeni yaşam standartlarımız

Çoğunluk görmek istediği yere bakıyor, istediğini gördükçe kendini daha çok aldatıyor…
Ve işte devlet bu çoğunluğa moral veriyor… Büyün medyayı, yayın organlarını kendi havuzunda tekeline alıp, toz pembe bir dünya yaratıyor. Yaratılışa inananlar bile, sözkonusu devlet olunca, ‘’Tanrıya şirk koştu’’ğu için devletin başındakileri suçlamıyor. Çünkü aynı güç, tanrının gücü gibi, onları da pire gibi ezip yok edebiliyor. İbretlik olaylar her gün sergileniyor…
Tek ses nasılda etkili oluyor. Bütün pislikleri hasır altı edince, toz pembe bir dünya yaratılıyor. Bu ülkede yaşayan herkes kelebekler kadar özgür. Kelebeklerin nesli tükendiği için belki de…
Kötü haberlere yer yok artık. Yapmadıklarımız, yapamadıklarımız %99 olsa bile, yaptığımız %1 ile haberleri donatıyoruz.
İşçi ölümlerinde dünyada birinci sırada olsak bile, ölüm yok sayılıyor, haberlerde geçmeyince… Ölü yakınları bilebilir. Ama bu da çalışmanın ‘’fıtratında var’’, ‘’kader’’ deyince sindiriliyor ince ince…
Büyük çoğunluk, ekonomik nedenlerden dolayı çocuğunu okulda okutamıyor. Kimse de devlete dil uzatamıyor. Anayasamızda ‘’eğitim zorunludur’’ dese bile bunu kim biliyor? Zaten anayasa kitaplarda var. Kitaplarda yazan her şey hayatta olsaydı, bambaşka bir toplum olurduk. Şimdi o eskilere dalmayalım. Artık post-modern bir anayasa var. Karışıklık yaratmasın diye adına (KHK) diyorlar. Ona göre ne kadar paran varsa, o kadar vatandaşsın… Yoksa terörist sayılırsın. Tek ağızdan çıkan, şip şak fotoğraf kadar gerçek…
Çok şükür bir terör örgütü yarattık da, tek bu haber üzerinde duruyor tek ağzımız. ‘’Tek haber için ne gerek var 30-40 haber kanalına? ’’ demeyin. Yalan haber ne kadar yüksek sesle ve ne kadar çok ağızdan aynı anda çıkarsa, o kadar çok insanı aptallaştırır ve o kadar çok aptal arasında bu yalan haberler gerçek sayılır, hem öyle ki, sonunda o haberi yayanlar bile buna inanır. ‘’Ben neymişim be’’ deyip, kendi yüceliğine güvenerek dünyayı bile dizayn edebilir.
Her yıl istikrarlı bir şekilde yoksulluk artarken, istikrarlı bir şekilde geçimsizlikler artarken, istikrarlı bir şekilde iş cinayetleri ve trafik cinayetleri artarken, intiharlar sıradanlaşırken, dünyanın zenginleri, dünyanın daha geniş bir alanını kontrollerine alırken, o geri kalmış ülkenin bir avuç elit tabakası da bunlardan komisyonlarını istikrarlı bir şekilde alırlar. İşte dünyanın parlak yüzü bunlar. Fuarlarda 80 milyondan 2-3 kişnin alabileceği özel arabalar ve uçaklar sergilenirken, bundan hepimiz gurur duyarız. ‘’Bu gün cep telefonumuz var yarın da arabamız uçağımız olur’’ diye gururlanırız. Hastane kapılarında ilgisizlikten öldüğümüzü, okullarda ekonomik nedenlerden dolayı çocuklarımızı okutamadığımızı unuturuz. Parasızlıktan gezemediğimizi, doğduğumuz yerde öldüğümüzü unuturuz.
Bütçenin çoğu, savaşa, uyutucu, uyuşturucu hizmetlere ayrılıyormuş, bunu kimse bilmez bildirilmez. Ama bir tuvalet açılırken, tüm devlet erkanı, dünya devrimi yapıyormuş gibi gidince, önenimi kavrarız bidenbire… Düşünün bir kere… Az yeriz çok yeriz, zayıflarız şişmanlarız fark etmez. Az okuruz, çok okuruz, bilgileniriz, cahil kalırız fark etmez(?) . Beynimiz çalışır zeki oluruz, çalışmaz aptal oluruz sonuç yine değişmez, ama bir tuvalet yapamadığımız zaman bütün organlar birbirine girer. İşte bir zamanlar bir bütünün iki parçası iken sonra göbekten ayrılan iki parça gibi. Feto terör örgütü ve onu taşıyan vücut gibi… Bunu ancak yaşayanlar anlayabilir. Ben çok önemlidir deyip de ukalalık etmeyeceğim.
Çok şükür bir ‘’FETO’’, bir de ‘’PKK’’ gibi terör örgütlerimiz var da bütün sıkıntıları unutuyoruz.
Damgaladığımız şeylerin altına bakmayız. Çünkü, Bizde her şeyi büyükler bilir. Küçükleri okutmamız bile abes, nasıl olsa büyüdüklerinde kendiliğinden öğrenmiş olacaklar. Diploma falan gerekmez. Yine, bakacak o kadar çok ekran ve eğlence var ki, parasızlıktan evlenemeyen gençlerimiz ve olgunlaşmış insanlarımız umudunu ekranlara bağlamış, eskiden evlenmek için şip şak fotoğraf çektirme zamanında şimdi evlendiriyorlar. Amerikayla aynı anda haberleşirken, evlenme süresini uzatmak da geri kalmışlık sayılmaz mı? Nasıl olsa üç-beş ay sonra boşanacaklar. Çocuklarımız da post-moder bu ‘’çekirdek aile’’ye alışacaklar… Alışacaklar başka çare yok. Zenginleşmenin istikrarı teröristlere bağlı… Teröristler artırılmalı…
Yüksekler ve yükseklerde yaşayanlar olmadan, alçaklar istikrarlı yaşayamazlar.

Mehmet Halil
Kayıt Tarihi : 8.10.2016 13:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mehmet Halil