• Yeni bir düşünce.. yeni bir bakış.. belki de yeni bir soluk...
Ne dersiniz? Hiç bir -ayrı düşünceye- yer vermeden... Sadece ve sadece arkadaş ve dostça hem de içinde damarlarımızı patlatacak kadar; öfke'ye sebep olacak bazı şeyler de bulsak!
Kızmadan sohbet edebilir miyiz?
Ne dersiniz; kendimizi sınamaya var mısınız?
Yaşadığımız hayatta; kendimizle dahi, kavga ettiğimiz zamanlar vardır.
İnandığımız yada inanamadığımız, oysa hakkında farklı yorumlar olursa da bunlardan zevk alacağımız bazı şeyler bulma ve bu yorumlar içinde dolaşmaya ne dersiniz?
Ancak; düşüncede şu anki varış noktanızı unutacaksınız!
Bunu yapmak için pek çok neden bulmak mümkün.
Diyelim ki! Gülmeyi unuttuk.. Yada yeni dostluklar kurmayı beceremiyoruz!
• Bu nedenle sık-sık bazı şeylere karşı sinirlendiğimizi düşünüyoruz; bu da hoşumuza gitmiyor..!
• Psikoloji ilmine karşı da sıcak değiliz; bunun sadece deli denen bazı kimseleri ilgilendirdiğini düşünüyoruz!
• Ne bileyim, siz nasıl olsa bir çok neden bulacaksınız ya!
Mesela ben; Bugünler içinde bazı şeylere karşı öfke duyuyorum.
• Öfkemi yenmek içinde bazı metotlar deniyordum ki! Aklıma bu yöntemleri paylaşmak geldi..
• Hadi dedim! Bu işin yöntemi Internet te bir sohbet ortamı olsun... Benim gibi kim bilir kimler var! ..
• Bu nedenle de bir site kurmayı düşündüm..
Neden böyle bir şeyi düşündüm?
Aslında bu çok basit...
Diyelim ki; çok eski zaman içinde duyup da, değer vermediklerimizden.!
• Fıkra, Hikaye yada ona benzer bir şey...
Bana eskilerin deyimi ile darb-ı mesel gibi gelen bir olgu.
Konu: bazılarımızın kızdığı, bazılarımızın da vatan şairi diyerek saygı gösterdiği NAMIK KEMAL den bir enstantane..
şşşşşşt.... kestane diyenlerde var!
Hani kızmayacaktık! ..
Şimdi yeniden bir soluk alın bakalım.
Bir maceraya doğru yola çıktık diye düşünün.
Kural: sadece hiç kızmadan ve öfkelerimizi yenmeyi hedef alarak yolculuk etmek...
• Kimin, kim? olduğunun da önemi yok..
Zaten güzellik de bundan kaynaklanacak.
• Bu sayede pek çok eğriyi doğru görme şansımız olacaktır..
Ya da.. tam tersi olması.. o'da mümkün.
*** Doğru yada Yanlış aramak... buna boş verin.
Namık Kemal, henüz çocuk..
Ama babası gereği de, Ediplerin devam ettiği bir lokale sıkça gidip geliyor..
• Bir gün duvar da bir yazı görüyor ve gülüyor..
Dikkatli bir müdavim de farkına varıyor...
- Niçin gülüyorsun, oğlum? diye soruyor.
- Yazıya gülüyorum amca..
- Peki sebebini bana da anlatır mısın?
- Elbette amca.
Yazı şu:
Şu dünyanın bir tanesi, Yavrusunun karnında yatar; annesi...
- Öyleyse söyle bakalım.. yoksa! sen bu sorunun cevabını buldun mu?
- İPEK BÖCEĞİ diye cevap verir. Namık Kemal..
Bu cevap o' zamana kadar duyulmamış bir cevaptır.
Bundan sonra olan nedir?
Beni fazla ilgilendirmiyor.
Bu nedenle de bu siteye neden bu ismi verdiğimi anlamak,
• 'Bir çift yürek' de var olan bir yolu merak ederek, koyu bir sohbetin eşliğinde yolculuk yapmak,
kısaca;
• Hoşça vakit geçirmek isteyenler için..
Ayrıca; Öğrenmenin de zevkine varmak için..
- Gelin paylaşalım diyorum.
Öğrenmeyi bilen herkesin bir İPEK BÖCEĞİ
ve Düşüncelerinin ise İPEK olduğunu söylüyorum..
Bu nadide ürünün elde edilmesinin, son derece zor,
Yinede çok zevkli olduğunu söylüyorum.
Tırtıl olmanın kıymeti..Üretilen ipekten bellidir.
Kelebek olmanın lezzeti.. Tırtıllar üretebilmektir.
Bakın; Bursa ilimiz ibret dersi ile ayakta duruyor.
Bir zamanlar, kainatın en kıymetli ürünü olarak elde edilen madde olarak: İPEK.
• Günümüzde ise; hala kainatın en değerli maddesi olarak ortada durmakta... ama!
• Bulunması ise neredeyse 'imkansız' hale gelen bir ürün... sıfatından ise kurtulamamaktadır.
Tırtıl denen ve bunca zahmeti çekerek, bizlere bu değerli maddeyi sunan böcek cezalandırılıyor...
kaynar suda haşlanıyor.. yok ediliyor..
Niçin? Elinde var olan ürünü almak için..
İşte ben bunlara kızıyorum...
Çocuğunu al.. Anasını ölüme terk et!
Dokuz ay karnında taşımış! Sana ne?
Sanatçı üretsin, sen al da kopyala ve hakkın olmayan şeyden para kazanmaya bak..
İlim adamı uzun yıllarını versin..
Eziyetin her türlüsünü yaşasın..
İnsan kazansın diye değil!
İnsanlık kazansın diye...
Daha nelere kızıyorum, biliyor musunuz..?
Yada bilmek istiyor musunuz?
Öyle ise, Gelin bakalım -şu tırtılları bir görelim.-
Gelin de, Kanat-kanat Sema da uçtuklarını gösterelim.
Bu koza çok değil.. Çoktan; daha çok zor..
Yol ise uzun...sıkıntılar ise tahmin bile edemeyeceğiniz kadar zor.
• Bir çift yürek ' de var olan yolculuğu oturduğunuz yerden yaşamak istiyorsanız...
• Bu sayfalarda çok şey bulacaksınız..
Roman değil, Hayat için de var olan sizi bulacaksınız.
Yunus un dediği gibi.
'İlim; İlim bilmektir. İlim; Kendin bilmektir. Eğer kendin bilmez isen bu nice okumaktır?
Sözlerine göre kendinizle tanışacaksınız..
Tırtıl; Sizsiniz! Kendinizi üreteceksiniz!
Becerebilir misiniz? Bunu göreceğiz...
Kayıt Tarihi : 6.8.2008 04:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!