Sürekli uğruyoruz zorlukla ve güçlükle,
İki bin metresi yayan diğer otobüsle.
Ancak saat bir gibi yetişebiliyoruz,
Ücreti ödeyip tabldot yemek yiyoruz.
Acele etmez isek ertesi güne kadar,
Aç kalmış olduğumdan edinemiyorum kâr.
Evimde yemek yoktur lokantam da bulunmaz,
..
Helal olsun isterdim,
Komşudan gelen yemek,
Demek helal değilmiş,
Bedelsiz yemek yemek...
Düşünmüş göndermişler,
Şahsımın huyu değil,
Dikkat etmek gerekiyor,
Şahsım için nasip değil…
..
Ev işlerimiz bitmez ama nereye kadar,
İnan yoruluyoruz ta akşamlara kadar…
Mutfak yine bozuldu güya yemek yapıldı,
Kocaman kerevizden bir yemek hazırlandı…
Üç adet havuç varmış bir adet de patates,
Bir baş büyük soğanla pişirebilir herkes…
Zeytinyağı da lazım kereviz iyi yemek,
..
Dost, demek zannetme ki birlikte yemek yemek,
Ya yerde emeklemek ya da Hakk’ı düşünmek…
Dost, yeteneklerimizle uğraşılar edinmek,
Edinmesen de gülmek ya da hep gülümsetmek…
Antolojim böyleydi şahsıma eğlenceydi,
Bizi bağrına basan Rab’bimden vesileydi…
(2015)
..
Mecburen çıkıyoruz etrafım yine sessiz,
Aç susuz kaldığımdan dolaşırım ilgisiz…
Yemek yemek isterim muhabbet düşünürüm,
Etrafta tek kişi yok buna da üzülürüm…
Herkes birbirine ters bu yüzden konuşmuyor,
Ya da ilgisizlikten hep uzaklaşılıyor…
(2012)
..
Şahsı acıktığında yemek yemeye çıkar,
Lokanta uzaktadır, iki saat kadar var…
Gidiş ve dönüş dâhil bazen bu yorucu iş,
Beğendiği tek yemek döner veya tavuk şiş…
Bunlar yoksa da olur, maksadı karnı doysun,
Laf olsun, çuval dolsun, manaya uydurulsun…
(2011)
..
Lehte hiçbir şey yoktu fitne bekleniyordu,
Fitne kâr mı demekti neyi emrediyordu?
O, onu yemek ister şu, şunu yemek ister,
Mesele nemalanma yok Rab’bi düşünenler…
Ne merhamet ne vicdan ne hak konuşuluyor,
Bitmez mal mülk davası Rab’bim düşünülmüyor…
(2015)
..
Şahsım yemek yiyecek özel bir kuruluşta,
On lira ödüyoruz sık sık aynı tabldotta…
Vaziyetimizden mi iştahımızdan mıdır?
Patron aşçıya söyler fısıltı anlaşılır…
Bol yemek konulmuştur üste laf da söylenir,
Doymadığında söyle usta ekleyebilir…
(2012)
..
Hayvan insan gibidir, özel itina ister,
Suyu temiz olacak, sevgi ve saygı bekler…
Yatan bir kedi düşün, onu ürkütmemeli,
Saygı en önemli şey, incelik düşünmeli…
İçeri girmek ister, istediğinde girsin,
Yemek mi beğenmedi, nimet değiştirilsin…
Ekmekle köpek besler, bu bir saygısızlıktır,
..
Yemek yiyelim, dedik herkes tavuk yiyordu,
Kemikler tabaklarda, çöpe atılıyordu…
Koskoca yemek hane, tek düşünen şahıs yok,
Biz, ne kadar benciliz, herkes tıka basa tok…
Sokaklarda açlar var aç köpekler dolaşır,
Rab, vicdan, merhamet, hak düşünceler çatışır…
Belki bilmediğimden başka seçenek mi var?
..
Yan komşumuz göndermiş, ekmeğim çoktur dedim,
Israr etti ve verdi tamam, alırım, dedim…
Geçen de üst kat komşum, ısrarla ekmek verdi,
Neyse ev sahibimdir, şahsımız alıverdi…
Burada bu adet var, ekmeğim daima var,
Bakkalda satılıyor stok yapılacak kadar…
Bekâr olduğumuzdan evde tek kap yemek yok,
..
Ekranın başındayım çirkin çirkin laflar var,
Yemek yedirdim, diyor utandıracak kadar…
Bu bir kadın programı erkek ki övünüyor,
Güya yemek yedirmiş ekranda anlatıyor…
Beş on dairesi var, itibarı dersen yok,
Havasını basıyor kınadılar ki çok çok…
Demek ki biriktirmiş yemeden ve içmeden,
..
Görürüm hep hileli, ucuza mâl edilmiş,
Bizde kul hakkı yemek, bir kural zannedilmiş…
(2012)
..
Hayrımız düşünülmez bir ay dinlenmedeler,
Ramazan tatil günü belli etmeyecekler…
Bol bol reklam arası ve tanıtım verirler,
Birileri kâr eder, bizlerle eğlenirler…
Lefte hiçbir şey yoktur seviye düşürülür,
Yemek çeşitleriyle vaktimiz öldürülür…
Sanki herkes evinde, ince hesap yapılır,
..
Kedi domuz değildir,
Her yemeği yiyemez,
Yemek beğenmez diye,
Ona nankör denilmez…
Koyun hiç et yiyor mu?
Aslan hiç ot yiyor mu?
Yemek beğenmez diye,
Ona nankör denilmez…
..
Bu bakma sayılmazdı, beslemek de değildi,
Kendileri yemek yerken kedi, tok değildi…
(2012)
..
Ekranı açtığımda kanalım karşımdaydı,
Saniyelik bir espri dikkatimi topladı…
Baktım ki tanıdık ses cennet mahallesinden,
Alişan ve Çağla Hanım düşmez ezberimizden…
Her şeyiyle dâhildi, sevdiğimiz bu program,
Bol bol izlesem dahi onlardan hiç sıkılmam…
Her hâlde yemek vardı yemek yapılıyordu,
..
Şehirlerde büyüdüm onlar gerçek fakirdi,
Kapıya gelirlerdi babam yemek verirdi…
Sen kimsin, nesin, derdik anlatırdı fikrini,
Duygular samimiydi söylerdi sebebini…
Yemek yer, çay içerler doyunca kalkarlardı,
Yarım ekmek de versen hep razı olurlardı…
Şimdi bunlar milyarder ekmek filan almazlar,
..
Lokanta işletiyor, uğrayayım istedim,
Üç beş kap yemek aldım, tatlarını beğendim…
Lokanta zaten boştu pek de engellemedim,
Yemek yerken konuştum, yabancı zannedildim…
Salata yok mu, dedim boş ver yeme dediler?
Hani samimiyiz ya pek önemsemediler…
Baktım çay da gelmedi, ciddi adam değildik,
..
Vallahi de hep acım zaten evde yemek yok,
Otuz yıl kadar olmuş daima açlığım çok…
Döner pratik de olsa sızlıyor vicdanımız,
Yemek istesem bile hayvanlara acırız…
Hiç acımayan var merhamet etmiyorlar,
Bunlar aklıma gelir yüreğimi yaralar…
Belki Rab düşünülür, usuller İslâmîdir,
..
Yemek menüsü gibi, program düzenlenir,
Hakikat reddedilir, zevk amaç edinilir…
…
Tek haber bulunmuştur ısıtılıp sürülür,
Elde başka şey de yok, vatandaş güldürülür…
(2012)
..
Lâf veya söz taşımak, aşağılık bir şeydir,
Kul haklarını yemek, dedikodu iledir…
Engellenemez bir şey, ruhlarımızdan gelir,
Nefiste eklenince, çok yalan söz eklenir…
(2012)
..
Biraz yemek biraz su, rızkını Rab’bim verir,
Basmalısın bağrına şu fakiri sevindir…
Evvelden ileriydi şimdi seviyemizde,
Uzaylı da sayılmaz onlar evlerimizde…
(2001)
..
Yenilmez deniliyor, niçin yemek istesin?
Tatları arsenikli bunu da bilmez misin?
Üç DNA’lı formlar, bizlerden ileride,
Kuş da olsa çok farklı onlar üst seviyede…
(2001)
..
Hak yemek yaygınlaşmış,
Hakikat tanınmıyor…
Kullar haddini aşmış;
Hak hukuk anılmıyor…
(2000)
..
Günahı şirkten büyük, yalancı şahitliğin,
Kul hakkı yemek gibi nefsini dinlediğin…
Rab’bim bunu bilecek, affedilmeyeceksin,
Yalan söylememeli, bunları bilmelisin…
(1996)
..
Hadis takdir ediyor, otorite söylüyor,
Bakanlık açıklıyor, Rab’bimiz emrediyor…
Su koy kapı önüne biraz da yemek ayır,
Sevaptır bunları bil bu dinimizde vardır…
(2012)
..
Hoşlanmadığım hâlde, niçin şaka yaparlar?
Tavırlarım ciddidir, şahsımı anlamazlar…
Oysa yaşım çok arttı, belli risklerim de var,
Hep eşek şakaları, niçin yakıştırırlar?
Çünkü taviz veririm, şakayı kaldırırım,
Yüzüm sert dahi olsa, çok sulu bir insanım…
Sonra bir şart koyarlar, şahsım buna sevinir,
..
Peygamber efendimiz,
Kedileri severmiş,
Bakımıyla uğraşır,
Doyurur ve beslermiş…
Kediyi fertten saymış,
Ona da hisse vermiş,
Mal gözüyle bakmamış,
Hakkını teslim etmiş…
..
Bir bahçeye sığınmış üstelik anne köpek,
Yakında doğuracak merhamet gerekecek…
Bir tanrı misafiri ki hem de ne vefakâr,
Su ve yemek verilse Rab’bim bizi bağışlar…
Komşu şikâyet eder köpek hiç olmuyormuş,
Tahammülü de yokmuş hem onu sevmiyormuş…
Oysa bahçe çok geniş barındırılsa n’olur,
..
Yine de dikkatli ol saldırabiliyorlar,
Sen zarar vermediysen pek de ısırmıyorlar…
Hani biz uyaralım, uyarmadı demeyin,
Barınaklar dolmuş taşmış, uzaylıları sevin…
Her evde beslenilen, çok tür uzaylılar var,
Ona yemek verirsen, elini, yüzünü yalar…
(2000)
..
Ey akıl sahibi kul, en münevver kul insan,
Hayvanlar da hak taşır, zor değil sevgi duyman…
Uyku düzenlerinin, yemek düzenlerinin,
Hayat düzenlerinin, olduğunu unutma…
Bir kötülük düşünme, kendine dönecektir,
Nefsini hiç dinleme, Rab affetmeyecektir…
(2000)
..
Alışkanlık mı yaptı uzaylı eti yemek?
Bir cahillik düşünüp fetvasını bilmemek…
Sen akıllanmaz mısın bu yine aynı hata?
Uzaylı bir tavukla yersin bir kap salata…
Onlar Nordikli türler profesör cinsleri,
Şekiller tavuk gibi tat verir lezzetleri…
(2001)
..
Kedi öneriyorsun, bakamayız diyorlar,
Tek kedi bile olsa; olumlu bakmıyorlar…
Bahçeleriniz vardır, niçin bakamazsınız?
Yemek artıklarıyla doyuramaz mısınız?
Besleyenler vardır ki, sorumluluk taşırlar,
Bu bir gönüllülüktür, vicdanla uğraşırlar…
(2012)
..
Pek dünyalı değiller, uzaydan geliyorlar,
Ellerinde dizüstü is top oynayacaklar…
Bunlar yavru uzaylı, UFO’lardan bırakılmış,
Uzaydan terk edilmiş Dünya’mıza atılmış…
Kapı önlerimizde, yemek beklemekteler,
Rab rızası gerekli, sevgi dilenmekteler…
(2001)
..
Köpeğini mal sanmış onun tel kafesi var,
Çok da küçük sayılmaz, dört metre kare kadar…
Zemin düz tahtalardan, şükür anlayabilir,
Kuru ekmek ezilir, ıslatıp yedirilir…
Farklı bir şey eklenmez, biz takip etmekteyiz,
Sanki vicdan yok gibi ya da biz bilgisiziz…
Defalarca anlattım artık çıkaramazlar,
..
Filler, timsahlar, kuşlar, bizden zulüm görüyor,
Niçin katlediliyor, niçin öldürülüyor?
Bahaneleriniz çok, maddiyat hep maddiyat,
Kul hakkı yemek için vicdansız bir fiiliyat…
Ya yarın mahşer günü inanmadığın o yer,
Rab bağışlamayacak zulmeden zulüm çeker…
(2009)
..
Haberler saat başı hep tekrar edilecek,
Bol bol reklamlar ile vakit öldürülecek…
Hep yemek ve içmekten, nefisten bahsedilir,
Rab’bimiz unutulur, hakikat reddedilir…
Kimse kırılmamalı, alınmasın diyerek,
Tevhit fikri raftadır, vakit öldürülecek…
(2012)
..
İçmek istemiyorum, ısmarlanmış tek bir çay,
Müşteriliğim nettir, sen yine de içtim say…
Aslında dargınımdır, önüme çay gelmiyor,
Her gün yemek yiyorum, yine de söylenmiyor…
Moda mı giyineyim, bir çay bardağı için?
Sürekli geliyoruz, söylemiyorsun niçin?
(2012)
..
İmrendiğimizden mi sıkıntı edinirdim,
Garibanlığa kızar zengine imrenirdim…
Doymadığımdan olsa uyuyamamışımdır,
Demişimdir, açlığım dinmez sıkıntımızdır…
Ete hep karşı çıkmış vicdanım sızlamıştır,
Hayvanlara sevgimden e et almamışımdır…
Oysa bir şey keşfettim açıklaması uzun,
..