Kırmızıyı severim,
Hatırlatırken bölüşülen bir elmayı
Ve güneşin akşam soluğundaki renginde
Anlatırken aşkı,
Bir içimlik lezzetidir çayın,
Tavşan kanı kırmızı.
Suskunum aşkımdan,
Yüreğimdeki yaradan, suskunum,
Yalan dünyadan, boş kaldırımlardan
Yazdığım satırlardan, suskunum.
Güldüremiyorsun dünyamı ey felek,
Yaralı gönlümün yaban çiçeği,
Mevsim bahar da olsa boyun büküyorsun, biliyorum,
Ne yazın var ne de kışın,
Benim gibi gün be gün soluyorsun, görüyorum.
Aşkımı bir sonsuzluk ayazının ellerine bıraktım,
Sımsıcak duyguların esintisidir içini titreten,
Sevgi çıkmazıdır, kayan yıldızların altından toprağa düşen,
Vefasız günlerin acı dostluklarıdır kıyıya çarpan,
Korkular ve günahlardır çamura saplanan,
Beyaz gecelerin ardından sönen gençlik ateşidir,
Mağdur hayatlar timsali karaya vuran...
Korkarım sinendeki darağacından,
Soğurum gölgendeki hesapsız aşklardan,
Kıpırdanırken isyanlar bir sicim gözyaşında,
Hüzünlere bölünürüm, mum alevinin en kızıl noktasında.
Geçit vermez yüreğim, dört köşe sevdalara,
Sürükleniyorum sürgünlerime tutunamadan,
Erik kurusu, incir pestili bir yaşamdan öte değil yaşadıklarım,
Yap boz tahtasından kudurmuş karelerde varım,
Alevine düşmüşüm yaşamın, yeniden doğamadan...
Efkarlıyım hayat namına,
Canım çekiliyor mum kokulu saatlerde,
Perdesiz cam bile öksüz, ürkek, çekingen bu yerlerde,
İnim inim inliyor akrep, onikilerde,
Rüzgarın koynuna ver kendini,
Belki kavuşuruz gurbet gecelerde.
Mısralarım kanıyor,
Kalemimin dokunduğu her nokta donuyor,
Sadece izliyor gözlerim, mazi yazan harfleri.
Dokunmak istiyorum,
Dağılan harfleri toplamak ve dizmek mısralarıma.
Ellerim titriyor,
Hayallerime ağlıyorum,
Yaşanmışlıklara değil; kaybettiklerime yanıyorum,
Sensiz meltem değil; tufan besliyorum.
Bitecek mi çile büyütmeler?
Bitecek mi yürek yangısı?
Bugün doğum günün sevdiğim,
Beş senedir ‘’iyi ki doğdun’’ diyemediğim,
Vişneli pastana mum dikmeyi beceremediğim,
Günlerin en güzeli bugün, doğduğun gün.
Sen olmasan da ve görmesen de,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!