Yeğenim Cansu Gibi Kızınız Olsaydı!

Safet Kuramaz
530

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Yeğenim Cansu Gibi Kızınız Olsaydı!

Güzel Cansu gençliğe yeni adım atmış, on dört yaşında çok güzel bir kızdı. Uzun boyu ve açık mavi gözleri yaratılmışlığına hayran bırakıyordu. Özel bir kolejde, her maddi imkân sunularak eğitim görüyordu. Hatta yazları yurt dışında eğitim olanaklarından yararlanabiliyordu. Deniz kenarında ve çok sıcak bir şehirde, Antalya'da yaşıyordu. Her ne kadar muhafazakâr bir aileden de gelse, mini etek giyiyor. Düğünlerde manken gibi giymesinde sakınca görülmüyordu.

Terzi Abdullah, yaşı altmışlara dayanmış, oldukça mütevazı bir dükkânda hayatını kazanmaya çalışan istisna sanatkârlardan biriydi. Her elbiseye yatkın bir işçiliği vardı. Gözlüklerinin üstünden bakarken hangi dünyada yaşadığını kestirmek mümkün değildi. Ezan okunduğunda dükkânı kapatır, camiye giderdi. Geldiğinde de açardı. Yatsı namazından sonra dükkâna dönmez sohbetlere katılırdı. Eve gelmesi gecenin geç vakitlerini bulurdu. Bir oğlu ve iki torunu vardı. Torunlarından birisi Cansu’nun arkadaşı idi. Diğeri daha küçüktü. Oğlu başka bir semtte ve çok şaşalı yaşardı.

Zeynep, terzi Abdullah’ın torunu, Cansu’ya “ Dedemi çok severim. Sana dedemden bir elbise yapmasını istedim. Oda kabul etti. Bugün onu ziyaret edeceğiz. Sakın başka plan yapma, olur mu? ” dedi telefonda. Cansu hem şaşırmış ve hem de çok sevinmişti. Zeynep’le okulda tanışmışlar ve çok iyi arkadaş olmuşlardı.

Terzi Abdullah’a vardıklarında, öğle namazından yeni gelmişti. Gözlerinin ucu ile Cansu’ya baktı. Zeynep onu tanıttı ve daha önce konuştuklarını tekrar etti. “Kızım nasıl bir elbise istersin, dünyalık mı, ahirlik mi? ” Cansu, “Anlamadım amca, nedir dünyalık veya ahirlik elbise? ”

“İsterseniz bunu önce araştırın Zeynep’le, olur mu? Araştırmanız bittiğinde bana gelin. Elbise dikmesi kolay…”

Terzinin dükkânından ayrılmışlar fakat kafalarında bir çok soru işareti varmış. Elbiseyi bir örtü gibi düşünmemişlerdi daha önce. Ne yakışırsa sansürsüz alıyorlarmış. Ama şimdi eğer Abdullah amcanın dedikleri doğruysa alıştıkları alışverişleri hiçte kolay olmayacaktı artık.

İnternet’ten araştırmaya karar vermişler. Zeynep’in evine gitmişler. Sorgu motorunda “Örtü” yazdıklarında binlerce yazı görmüşler. Turban kelimesini tanımışlar. Türbanlı kızların üniversite okuyamadığını okumuşlar. Çeşitli eylemsel ve boykot yazıları görmüşler. Konu çok detaylı gelmiş. Yardım almadan içinden çıkılacak gibi değilmiş. Namaz kılanları, ezan sesini, Müslüman sözcüğünü duymuşlar ama bu detayı hiç görememişler. Abdullah Amca’dan kitap istemişler. Böylece Müslüman olmanın ne demek istediğini detaylarıyla öğreneceklermiş. Kitapları almışlar ve okumaya başlamışlar. Her okudukları onları şaşırtmış. Basit gibi gelen bir örtü gibi, camiye ve ezana yazılacak kitaplarda kütüphaneleri dolduracak güzellik ve incelikte görmüşler. Okudukça öğrenecekleri çok şey olduğuna karar vermişler. Fakat hala Abdullah Amca’nın ne demek istediğini anlamamışlar. Soruyu tekrarlamışlar…

“Dünyalık elbise tenini örter, ahirlik elbisede ruhunu…”
“Ben yine anlamadım efendim.”
“İnsanı altın oran esasına göre yaratan rabbim, birbirimizi görelim diye teni örtmüş üzerimize. O tenin korunması ve özel olması içinde elbise giymemizi istemiş. Dünyalık yarı açık yada yarı kapalı teni örten giysi, ahirlik ise, rabbimden bize nasihat ihramımızdır. Ruhu ten ile örten Rabbimiz, onun ancak ihram ile örtülmesi gerektiğini aksi halde tenin, kişiye özel olmaktan çıkacağını ve hayânın yok olacağını sonuçlarında geri dönülmez yaralara vesile olacağını söylemekteymiş. Eğer ten emanetinin borcunu ödemek istiyorsan ihramına sahip çıkmalısın.”
“Ama amca, herkes böyle giyiniyor. Hem dediğiniz gibi herkes bana hayâsızca bakmıyor ki... “
“Duvardan ötesini görebilir misin? Hayır! Her bakış bir duvar gibidir. O duvarın ötesindeki fikirler ve düşünceler öyle farklıdır ki… Bunu bilemeyiz! İki kişi arasında üçüncü kişi şeytandır. Şeytan ise her kötülüğü güzel göstermek için akıl oyunları oynar. Eğer abdest ile yıkanmazsa ten ve ihram ile örtülmezse bu tehlike her zaman devam edecektir.”
“Sizin dediğiniz gibi bir elbise giyersem ailem, arkadaşlarım ve çevrem ne der bana? ”
“Bu kararı vermek zor biliyorum. İlk önce dinini ve neden yaratıldığını iyice öğrenmelisin. Bunun için dini eğitim almalısın. Eğer öğrendiğin gibi yaşarsan, bu dediklerinin hiç önemi kalmaz. Rabbim bu şekilde giyenleri de hiçbir şeyden yoksun bırakmamış. Örneğin ihramınla yüzebilirsin, koşabilirsin, tenis oynayabilirsin, lunaparkta eğlenebilirsin…”
“Amca, bu konuyu ailemle konuşmalıyım. Onların desteğine de ihtiyacım var! ”
“Konuş kızım. Umarım ailen bu arayışına ve duruşuna olumlu bakar…”

Hikâyemize, burada son noktayı koyuyorum. Şimdi düşünün bir ebeveyn olarak. Kızınız yanınıza gelecek ve size bunları soracak. Ben başımı örtmek istiyorum veya namaz kılmak istiyorum diyecek.

Ne cevap verirdiniz?

Safet Kuramaz
Kayıt Tarihi : 6.7.2010 09:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Safet Kuramaz
    Safet Kuramaz

    sevgili Dostlar, elbette kızlarımız veya eşlerimiz açık ya da kapalı olsun ahlaki vicdan ve terbiye ayırt edilemez. bu yönden bir eleştiriyi zaten kabul edemem. ben erkeklerin ahlaksızlığından bahsederek bu konuya işaret ettim. erkeğin kadına ahlaksızca yaklaşımı ve taciz edişinden nasıl sakınılabileceği duruşuna, Allah'ın örtünün dediği kur'an modelini anlatmaya çalıştım. herkesin görüşüne saygı duyarım. ama sonuçları hiçte iyi olmayan bir ahlaki çöküntüye doğru gidiyoruz. bu sonucu iyi analiz etmeliyiz, tedbir almalıyız diyorum.

    Cevap Yaz
  • Yusuf Değirmenci
    Yusuf Değirmenci

    saffet bey sorun baş açmak ve öertmekte değil, sorun didarda olsa ataistde olsa ahlaklı olmaktadır kapanan çarşaf giyen bayanı kötü niyetliler kem bözla bakmayacakmı sanılıyor yada iyi nyetliler açık olanı korumayacakmı kıscası açıkta olsa kaoalıda olsa halakısz birisi bir bayanda ne olduğunu ve neyine göz d.keceğini bilmiyormu bu ahlak meselesini din istismarına yada dindarı karalama safhasına getirmeyelim ne çektiiseislam sömürücülerden çekti

    Cevap Yaz
  • Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu
    Reyhan Altaş Şairler Dünyası Grubu

    Şair arkadaşım bence hür irade ister kapanır ister açık gezer sapık olunca düşünceler ve insanlar kapalıda olsan tecavüz ediliyor açıkta olsan önce nefsine sahip çıkmayı öğrenmeli insanoğlu nefis pisse ne yapsan kurtulamazsın bu olaya ben çok çok üzüldüm ama gerçekler bu değil saptırılıyor cani her zaman canidir savunulması olamaz hür irade ise dinimizdede baskı yoktur isteyen hakkını açık veya kapalı kullanır her günah sahibine kişiye aittir kimse kimsenin günahından sorumlu değildir önce bunu bilelim bu olanlara isterseniz Allah için bir düşünelim kimse kimseyi dinimize göre ne yargılıyabilir nede öldürebilir ama örümcek kafalılara laf anlatamazsınız her koyun kendi bacağından asılır günahı sevabı onundur Rabbimden başkasının ne haddine Rabbime şıh koşar gibi öğüt nasihat olmaz olamaz bırakın onun günahını Rabbim sorsun her namaz kılanda islam ı pek bilemiyor okuduğunu bile hocadan öğreniyor o ne derse odur diyor bunlar cahil insanlar kulaktan dolma islam olamaz çarşafsa yahudi icadı irana oradan girdi önce kapanma bahanesiyle sonra casusluk için kullanıldı anneannelerimizin islam kapanışına bakalım tam yerinde şimdi ise kapanmak din için değilde sanki simge gibi bırakalım hür ve özgür günahsa Allah bilir sorgulaması da Allah'a ait olmalı kimse Allah adına ne yargılıyabilir ne sorgulayabilir kimsenin nefsi için kapanılmaz tecavüz edilmez ahlaksızlık varsa asıl o nefisi ıslah edebilirler söyleyecek söz hele ölen öldürülen bir çocuksa bunun izahı olamaz ve ben kınıyorum ne giyilirse giyilsin asla bunu hak etmez sapık emellere kılıf aranmasın dini kullanarak aileler veya birileri ezilip caniler kayırılmasın ve Allah'n varlığını asla unutmadan saygı ve sevgi duyalım insanlara iman güzelliği yürekte başlar ve orada yeşerir temiz ahlak temiz iman demektir Allah'ın ilk emiri oku oku oku ama gerçekleri oku öğren ve kimseye iftira atmayalım kimseye dil uzatmayalım çalmayalım yan gözle kimseye bakmayalım nefis ıslahı olmadan imanına sahip olamayız önce Allah için iman edelim yargılamak bizlere düşmez Allah hakkımızda daima hayırlısını versin diyelim tabiki bu bir görüş isteyen alır istemeyen almaz o misal .Saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe

    Sayın şair her halde bu sorunun cevabı olarak 'kızım başını örtmen de yetmez., kara çarşafa bürün ki duvarın ötesindeki kem gözleri de görmez edebilesin' denmesini bekliyor...
    Öncelikle (kendi adıma) benim kızım böyle bir soruyla karşımıza gelmez., özgür bir bireydir ve örtünüp-kapanmakla ve hatta evden dışarı adım atmamakla karşı kişinin niyetlerine ya da bakışlarına ayar çekilemeyeceğini en azından düşünür...

    Cevap Yaz
  • Necdet Arslan
    Necdet Arslan



    İlgiyle okudum.
    Kutluyorum.

    Erdemle.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Safet Kuramaz