Yedigey, Çağımızın Emekçi İnsanı Şiiri - ...

Atilla Birkiye
155

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Gün Uzar Yüzyıl Olur’da1 Aytmatov, kanımca bir başyapıt ya­ratmakla beraber, bir savı, günümüzün emekçi insanı nasıl olmalı­dır savını ortaya koyuyor ve bunu romanının içinde okura sunarken, ge­leceğin toplumuna ilişkin düşüncelerini de sergiliyor. Aytmatov sanki bir toplumbilim “problemi” çözüyor; ancak bunu yaparken, yani günümüzün emekçi insanını (kendi felsefesinden) kendi ba­kış açısından ve geleceğin toplumunun nasıl olacağına, bu toplumun yapısına dair küçük küçük ipuçları verirken, romansal yapıdan, ro­manın özünden uzaklaşmıyor, tersine estetik açıdan da romansal güzellik açısından da başarılı bir çalışma ortaya koyuyor. Bu or­taya koyuşta, söylencelerden, efsanelerden masallardan olabildi­ğince yararlanıyor, halkının kültürel kalıtına sahip çıkıyor ve “ha­yal ürünü” (bilimkurgu) öğelere başvuruyor. (Ayrıca, yapıtının başında bu çalışmasıyla ilgili bilgiler veren yazar, anlattıklarının gerçek yaşamda karşılığı olmadığını belirtiyor.)
Sarı Özek bozkırındaki bir tren istasyonunda geçen yaklaşık bir gün anlatılır, romanda. Bu istasyon bir geçit, bir durak yeridir. Doğu’nun Batı’ya, Batı’nın Doğu’ya bağlandığı, Sovyetler Birliği’nin demiryolları bakımından önemli bir noktasıdır. Bu nokta binlerce kilometre karelik bomboş bozkırın ortasındadır. Roman bir günün öyküsüdür ancak “gün uzar yüzyıl olur”. Geriye dönüşlerle, zaman zaman on yıl, zaman zaman kırk yıl önceye, hatta yüzyıl önceye dönülerek, söz konusu olan zaman kesiti öyküleniyor. Olay yazar tarafından (anlatıcı) anlatılıyorsa da romanın başkişisi Yedigey yer yer sözü alıyor. Yedigey, Boranlı Durağı’nın bu çalışkan emekçisi, yazarın önsözünde belirttiği ve tartıştığı “emekçi insanı”dır, toplu­mun emekçi bireyidir.
Yedigey’in çok yakın arkadaşı Kazangab’ın ölümü, romanın başlan­gıcıdır. Gerçi, başlangıçta bir betimleme bölümü vardır. Bu bölüm Boranlı Durağı’nın betimlemesi olduğu için olayla organik bağı vardır. Bu toplumsal bir bağdır. Emekçi Yedigey, bu doğa tablo­sunda yıllarca çalışmış ve bu tabloda toplumun bireyi olarak var olabilmiştir. Eğer, insan (anlatılan, çizilen, kişileştirilen, tipleştirilen) romanda anlatılacaksa, aynı romanda doğal koşullar içinde nefes alıp-veren insanın nefes alıp-verdiği doğa’nın en canlı biçi­miyle sergilen­mesi gerek. Bu gereklilik, Aytmatov’ca yerine geti­rilmiş. Yazar, böyle bir başlan­gıç yapmakla (romanın içinde de yer yer doğa betimlemeleri serpiştirilmiş) insan-yaşanılan çevre, hatta toplumsal yapı (biçim kategorisinde) ilişkisini ve tek tek al­gılanmasını daha da kolaylaştırmış. Böylece okur, incelikle, titiz­likle ayrıntıların güzel bir şekilde işlenişiyle yapılan ve aktarılan bu betimlemeyle romana başlamış oluyor.
Kazangab da emekçidir, ayrıca Yedigey’i bu durağa getirendir, ikisi can dos­tu­dur, arkadaştır. Birlikte birçok güçlüğün, insan gücünün en son sınırına dayanarak üstesinden gelmişlerdir. Boranlı Durağı’nda işler aksamasın, ula­şım tökezlemesin diye ellerinden geleni birlikte yapmışlar­dır. İşte böylesine birbirlerine yakındırlar. Yalnızca iş yaşamında mı? Kazangab, öğütler vermiştir ona bir anlamda ağabeylik et­miştir. Yedigey ahlaksal ediminin gereği olarak, Kazangab’ın ce­nazesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır, yapar da... Yedi­gey’in bu eylemi, O’nun kişiliğinden ipuçları verir ve bu eylem koskocaman bir romandır, her şey bu yapma eyleminin içine otur­tulmuştur: toplumsal yapı, eleştirel yaklaşımlar, birey, sevda, bilimkurgu, söylenceler, vb., tek tek dokunarak, işlenerek, genel yapı oluşturulur ve sunulur; bu sunuş Aytmatov’un üslubunun2 evrenselliği ve yetkinliği çerçevesinde olur.
Aytmatov’un romanındaki eksen konu Kazangab’ın cenaze töre­nidir, bunun yanı sıra romanın bütününü oluşturan sorunlar: emekçi bir kişi (Yedigey ör­­neklemesi) , toplumsal yapı (yer yer kişisel, yer yer kuramsal) , ulusların dış politikaları üzerine yazarın düşünceleri (güncel bir anlamı var) , geleceğin dünyasına ilişkin bir tasarım, Yedigey’in sevdası ve bir topluluk yaşamını sergilemek üzere Boranlı Durağı’ndaki yaşam ve kişiler arasında­ki ilişkiler. Diğer bir yandan da insanı, insanın özgür düşünme faaliyetini ve bunun insanın başat gereksinimi olduğu ve insan ol­duğundan beri olması gerektiğini de iletmek ister.
Yazar önsözünde, kahramanı Yedigey için şunları söylüyor:
“Herkesin bildiği bir gerçek var: Çalışkanlık erdemli olmanın değişmez ölçülerinden biridir.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta