Süleyman AYDIN ağanın
Aziz hatırasına, hasseten.
Bir ağam vardı, civan mert,
Seçkin kişi; müstesna fert,
Çelik misali, suyu sert,
Bıyıkları pala idi…
Muhabbeti senli benli,
Orta boylu, omzu enli,
Kumral saçlı, buğday tenli,
İki gözü ela idi.
Gençliğinde zaaf, merak.
İster nadas, ister orak,
Elinde hep ayna, tarak,
İşi gücü cila idi.
Mağrur idi, başı dikçe.
Dolgun idi, eğni pekçe,
Demir nalça, yüksek ökçe,
Azameti yola idi.
Sayması zor birer birer;
Dostu için cenge girer,
Akrabaya kanat gerer,
Sinesi bir kala idi.
Gelir idi iki yılda,
Muhabbeti kaldı dilde,
Ömrü geçti gurbet ilde.
Tek özlemi sıla idi.
Bildiğimce, gözü toktu.
İhtiyacı pek de çoktu.
Cömertlikte eşi yoktu;
Ziyafeti mola idi.
Bilir bunu oğlu, kızı,
Demek öyle imiş yazı.
Sırtındaki ince sızı,
Ona büyük çile idi.
Kalmaz idi noksanı,
Düzeltirdi ekseni,
Yaşda; sekseni, doksanı,
N’olur, o da bula idi.
Görevi geçti çok çetin,
Her işin gördü devletin.
Çocukların mürüvvetin,
Görüp öyle öle idi.
Siyasette sertleşirdik.
Yalazlanır, kurtlaşırdık.
Halleşirdik, dertleşirdik.
Şimdi sağ ola idi.
Kulaklarda kaldı sesi,
Veysel Soysal’ın bendesi,
Gücenmesin ailesi
Namı yedi bela idi.
Kayıt Tarihi : 24.8.2012 23:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!