Yazmak da Sevmek Gibiydi
Yine sustum…
Gecenin en sessiz saatinde kalem elimde,
İçim dolu, dilim tutulmuş.
Bir adın dönüyor dudaklarımda
Söyleyemiyorum, söylemek imkânsız artık.
Sevgiye aç bir yürekle geldim sana,
Sadece biraz sıcaklık, bir tebessüm istedim.
Ama senin sevginde hep bir mesafe vardı,
Yaklaştıkça soğuyan bir gökyüzü gibi,
Ve ben her defasında üşüdüm, titredim, sustum.
Ben konuştum, sen sustun.
Ben inandım, sen şüphe ettin.
Sözlerin umut verdi, davranışların aldı gitti her şeyi.
Bir gün “özledim” dedin, ertesi gün yoktun.
Her bekleyişimde biraz daha eksildim,
Her “belki bu kez”de biraz daha kırıldım.
Artık biliyorum,
Ben seni severken kendimi kaybettim.
Bir adım attım her defasında,
Ve sen hep geri çekildin —
Ben koşarken, sen sessizliğine sığındın.
Kalemim kırılsın, eğer bir daha adını yazarsam,
Çünkü her harf yüreğimden kopuyor.
Kelimeler artık acıyor,
Yazdıkça seni değil, kendi kırılmışlığımı görüyorum.
Beni sevdin mi, bilmiyorum…
Ama ben seni, affedemeyeceğim kadar sevdim.
Ve bu sevgi artık bir yara,
Her nefeste kanayan, ama hâlâ yaşayan bir yara.
Şimdi sustum.
Kalem elimde ama yüreğim susmayı seçti.
Çünkü yazmak seni geri getirmiyor,
Sadece unuttuğun yerleri yeniden kanatıyor.
O yüzden…
Kalemim kırılsın.
Bir daha seni yazarsam,
Bilsin ki hâlâ seviyorumdur
Ve bu sevgiyi artık kendi yüreğim için taşıyorum.
Kayıt Tarihi : 16.10.2025 19:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!