Yazın, Yazların Anısına...

Atilla Birkiye
155

ŞİİR


7

TAKİPÇİ

Yazın, Yazların Anısına...

Çocukluk ve gençlik yıllarımın geçtiği Bakırköyü’nü dünyanın en güzel yeri olarak bilirdim. Benim için hâlâ öyledir. O yılların, o bahçeli iki katlı evleri; yediveren gülleri, çeşit çeşit meyve ağacı ve özellikle de sakin sokakları.

Hele de yaz gelmeye görsün!

Yazlık sinemaları, haziranda açan gülleri ve de kırmızı gülleri. Tabii ki aşk. Yazın sesi aşkın da sesiydi.

Dışarıda olabilmenin dayanılmaz çekiciliği ve özgürlüğü vardı. Öte yandan çaresiz bir tutuklu sanki:

Bütün gün yalnızca bir köşede durmuş, pencereden bir bakmasını, bir ân görünmesini ve görmesini beklemek...

Arkadaşlarla sokaklar boyu volta. Sahile inip, piyasa yapmak. Özenilen ağbiler; özenilen aşklar.

O zamanlar ki İstanbul’un son “mahalleli” yıllarıydı herhalde; mahalle adabı, mahalle sohbetleri, mahalle konuları ve sorunları vardı. Mahalle dostlukları, arkadaşlıkları ve de aşkları vardı.

“Benimki”, “seninki” tanımlarının ardından yıllar geçtikçe, gece kafa kafaya verip kırılan boşalmış şarap şişeleri vardı. Bir ara sıkıyönetimler de vardı; insanı bahçesinde bile rahat bırakmazlardı...

“Bütün yaz”, bizimdi. Tanpınar’ın şimdi okuduğum dizeleri gibiydi:

Ne güzel geçti bütün yaz,
Geceler küçük bahçede...

Ağaçların altında güneşin sıcaklığından kaçıp, hayaller içinde ilkgençliğimizin tazeliğiyle saatlerce konuşmalar vardı.

Olan ve olmayan aşklarımızı anlatmalar vardı. Büyümenin şikâyetleri vardı, “ilkyazşikâyetleri” gibi...

Yazlık sinemalar vardı; her gece birinden ötekine koşturduğumuz; belki sevgiliyi uzaktan da olsa gördüğümüz.

Acemi paketlerimizden fiyakayla çıkardığımız sigaralar vardı: ciğerimiz yansa da çaktırmaz, filitresiz Yeni Harman’ın dumanını projektörün eski beyazlığına efkârla üflerdik.

“Koca bir yaz” böyle geçerdi. Bir gülümseme dudaklarımda her okuduğumda. Oktay Rifat’ın şiirindeki gibi:

Koca bir yazı çekirdek içleyerek
sinamalarda geçirdim,
taban teptim sokaklarda
tırnak yedim uyudum,
denize baktım usanmadan

Yaz aylarında eskiden “deniz” vardı İstanbul’da. Denize girilirdi, dört bir yanında. İstanbul’un plaj aşkları vardı. Kaçamak elele tutuşmalar; kabin arkası yürek hoplatan öpüşmeler.

Delikanlılığın hayta ateşini, o güzelim Marmara’nın serin ve berrak suları alırdı çoğu zaman...

Çok mu geride kaldı o yazlar; aslında tüm yazlar geride kaldı. Hayıflanmak boşuna, geçmişteki aşklar da “dönmüyor” bir daha; o güzelim bahçesinde kırmızı gülleri olan iki katlı evler de.

Onlar, bir şiirin unutulmaz dizeleri gibi bir köşesinde belleğimizin, belleğimin: yazın, yazların anısına sadık kalarak.


(Yaşamın Kendisidir Aşk, Özgür yay. 2008)

Atilla Birkiye
Kayıt Tarihi : 19.4.2016 11:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Atilla Birkiye