Yazılmamış Kitap Öldü (Hasan Emmi- Rıza ...

Hikmet Aksu
308

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Yazılmamış Kitap Öldü (Hasan Emmi- Rıza Dayı)

Hasan emmi, Rıza dayı
Onalar yazılmamış kitaptı

ne güzel ne doyumsuzdu sohbeti
gözler sözlerin ledleriydi
her sözde farklı ışıldar yüzünüz gülerdi.
en öfkeli biri girse meclisinize
erim erim erirdi
öfkeyi eritir
vururdunuz kini sesinizin yankıdığı duvarlara

sen Hasan Emi ve sen Rıza Dayı
ikiniz birsiniz benim gözümde
ikinizi bir anacağım anılarımda
Hasan-Rıza bilsin
bir yürek bir beden bilsin duyanlar sizi

herkes olurdun herkesi bilir konuşurdun
cüppesini giyinir sarığını örterdin Halife Numan’ın
Urus’un zulmünü Sibirya’nın soğuğunu
merakla açılmış gözlerimizden
salardın öfkenden tir tir titreyen kemiklerimize
gözlerinde buğu sesinde korku olurdu Sibirya sürgünü
gözlerinle dolar boşalırdı gözlerimiz
dolardı da sicim sicim akardı dizlerimize

siz yani sen susunca bütün bir tarih
katliamlar mezalimlerle duman alırdı yangınımız
Ermeni çeteler, yakılan yıkılan ocaklar
canlar üzerinde camış sürüleri
gebe karınları deşen süngüler
ve ahlar oflar altında boğulurdu soluklarımız

Cemal Hoca hep soluk olurdu darlığımıza
dalgalanırdı ruhun
şairleşirdi bakışların
Hıfzı’dan ağıtla yakardın geceleri
bir sende idi söz Rıza Dayı bir Hasan Emi’de
onunda doluydu dopdoluydu dağarcığı
onunda vardı bu taraklarda bezi.
sanki bir antoloji açılırdı sayfa sayfa

kim bilirdi ki onun bildiklerini
kim aşık atabilirdi halk destanlarıyla
koçköroğluyla şahinleşirdi başlar
aslı kerem zühre tahir ferhat şirin
akardı hüzün ırmakları vuslata ermeye
akardı durgun berrak, yüreklerimizin sevda okyanusuna

gözlerin dolardı Hasan-Rıza
gözlerinde donardı gözler
sözlerinle pamuk olurdu taş kesen gönül
her hecede hodlanırdı yürekte közler

bir gün, birgün senin de
tarih olacağını, toprak olacağını düşünemedik ah ah
günün kalıcılığıyla buluşturamadık birikimlerinizi
öylesine bağladın başaratımızı
seni sen olarak arşivleyemedik geleceğin tarihine
kıymetini bilemedik vahlar bize

iş işten geçmişti Hasan- Rıza
Hasan Emi öldü de ders almadık
neden anlardık ki biz?
sende gittin sonunda Rıza biz hala aynı biziz

köye her geldiğimde özlediğim
kahvede oturp yollarını gözlediğim
ne bir satır not ne bir silik resim var elimde şimdi
ben nasıl adamın desem neye yarar
hangi zaman döner tersekim duyar çığlığımı

sen ölmedin Hasan-Rıza
dostluk öldü muhabbet öldü, töre kültür öldü
sizlerin yokluğuyla dağılan sohbeti hoş köy geceleri
sizlerle tükenen meşferet, yarenlik öldü.

Halife Numan Cemal Hoca
Hıfzı öldü
Sezai, Şenlik öldü
Hay ocağın bata felek
Emrah’ı
Sümmani’yi yeni kaldırdılar Erzurum’da
bir bir dağıldı keleşleri Köroğlu’nun pee
söz öldü gönül öldü kopunca sazın kolu
delik demirle değil vefasızlıkla bozuldu mertlik

sen ölmedin adam öldü adamlık öldü
ahbaplık, akranlık, tertiplik, kirvelik öldü
deseler inanır mıydın baba yadigarı dostluk öldü
sen kitap olacakken seni yazmayan kitap öldü
kazanalrınızda buharlaşıp uçtu boşluğa her şey

gülen yüz
zeka fışkıran göz
tatlı dil öldü heyhat
bir gerçek şavkıdı yeri geldinde beyinlerimizde
Hasan Emi ardından Rıza Dayı öldü
onlar ki
her biri yazılmamış on kitaptı

Hikmet Aksu
Kayıt Tarihi : 11.3.2009 13:28:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Şadi Ünal
    Şadi Ünal

    Ülkemizin her yöresinde vardır böyle insanlar.Sanki ayaklı kütüphanedir bunlar.Çoğunun okur yazarlığı da yoktur.Nice aydın geçinenlere taş çıkartırlar.Onlar ölüyor birer birer .Belki de ölüyor onlarla bütün hikayeler...Kutluyorum.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Hikmet Aksu