10 yıl sonra Kdz. Ereğli nasıl bir yer olacak bilemem! Ama size 20 yıl sonra nasıl olacağını isterse yazayım… Bugüne bakarak yazacağım bunu… Bugün 20 yıl sonra Kdz. Ereğli nasıl bir pencereden bakacak, bakacağız bunu yazacağım içtenlikle. Ama baştan söyleyeyeyim, bir şeylerin değişmesi gerek! Ses çıkarmamız gerek bugünden 20 yıl sonrası için! Susanlar elbette biliyor ki susmanın bedelini ‘Gelecekleri’ ödeyecek…
Bir heykeltıraş düşünün. Belki her şeyi var elinde. Ve sevginin, aşkın, insanlığın, edebiyatın heykelini dikecek şehrin en güzel yerine, göbeğine… Maddiyat sorunu yok. Kendisini hazır hissediyor…
Kafasında hiçbir düşünce yok o yapacağı heykelinden başka! !
- Beyzadeler ne der, bakan ne der, vekil ne der, belediye başkanı ne der… Halk ne der… Bu heykel giyinik mi der çıplak mı der, ne der diye hiçbir düşünce yok… Bugün böyle bir heykeltıraş bulmak mümkün mü… Ama güzel ülkemde 20 yıl sonra neden olmasın…
- Bir şair düşünün. O tenezzül edip dinlemediğiniz son şiirini size yazmış iyi mi? Belki dinleseydiniz kendinizden bir hissiyat bulacaktınız. Belki hislerinize ne güzel tercüman olmuştu. Ama dinlemediniz ki… Okumak istedi kaç kere kulağınızı tıkadınız. Üstelik o sadece size değil, simitçi için bile yazmıştı… Belediye başkanı – Belediye başkanı onluca ona bile yazmıştı, nasıl bir belediye başkanı görmek istediğini. Sesini duyuramamış garibim. İşte 20 yıl sonra hayatta olursa alacak karşısına belediye başkanını, okuyacak şiirini. Hanımı bile dinlemiyordu gerçi bugün ya! Benim ki umut işte 20 yıl sonrasına…
Haliyle ya daha çok gerileyeceğiz ya daha çok ilerleyeceğiz. Biz vatandaşlar ya daha çok gerileceğiz ya artık rahat edeceğiz…
- Esnafı düşünün… 20 yıl sonra müşterileri memnun ve müşteri memnuniyeti had safhada… Zabıta- mabıta yok… Müşteriyle arasında hiçbir rabıta yok… Yine kuru fasulye yiyor öğlen yemeğinde… Belki ekmeğe de yine daha çok abanıyor. AMA mutlu bu şehirde… İstediğini buluyor, alıyor, satıyor. Hır- gır yok…
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta