Yazılar - Kavala ve Cazgırları

Önce bizim işbirlikçiler zırlamaya başladılar. Ardından tabi ki Avrupa ve ABD...

Cem Özdemir denilen soysuz "Türk adaleti bitmiştir" mealinde bir söz sarf etmiş. Kendisinden bekleneni yapmış. Hiç dert değil.

Bağımsız Türk mahkemeleri Türk Milleti adına karar verir, Avrupa adına değil. İstedikleri kadar zırlasınlar, duymuyoruz bile.

Tabi dava henüz sona ermedi. Bunun Yargıtay safhası var. Bu safhada batı ve yerli işbirlikçileri daha da bastıracaklardır ve davayı sulandırmak için ellerinden geleni yapacaklardır.

Hele bir de Yargıtay dosyayı geri gönderirse ki böyle bir ihtimal var, daha da yüklenip olayı siyaset arenasına çekerek önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı akılları sıra köşeye sıkıştırmanın planlarını da yapacaklardır.

CHP'nin tetikçilerinin mahkeme kararının hemen ardından yüksek perdeden hakarete kadar varan söylemlerine bakarsak eğer konunun bu tarafa gideceğini görmek kehanet olmaz.

Aslında malum koronun derdi Kavala değil, adaletse hiç değil. “Yakalanmasaymış müptezel biz ona ‘yakalan’ mı dedik? Yakalandı madem kessin sesini girsin hücresine yatsın.”

"İyi de, ya Türk hükümetiyle anlaşıp mutlaka bir yerlere zulaladığı belgeleri (illa ki vardır ) ve kendindeki bilgileri mahkemeye teslim ederse, ya da hükümete?"

"Mahkemeye verirse görürüz ne verdiğini önlemini alırız. Ya hükümete verirse ki büyük ihtimalle böyle olur. O da önemli değil ama bu sıra tam da Putin'le uğraşırken bir de Erdoğan ağır gelir, uğraşamayız."

Evet, hem içeride hem dışarıda yüksek perdeden zırlayıp bağırmalarının asıl sebebi böyle bir ihtimalin ortaya çıkması durumu... Batı açısından sıkıntılı bir durum.

Osman Kavala gibi kullanışlı aparatlar kolay kolay konuşmazlar ama bu ihtimal yine de var.

Neden olmasın?

Öte yandan bu hamur daha çok su kaldırır. Olsun, kaldırsın zaten millete de seyir lazım.