Yazı 068 İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SERVETİ

Necdet Erem
1570

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Yazı 068 İNSANLIĞIN EN BÜYÜK SERVETİ

Evet,
Değerli Dostlar, daha güzel, güzelin, daha iyi iyinin düşmanıdır.

İnsanoğlunun yetindiği ve yeter dediği tarih boyunca görülmüş şey değil, görülme imkânı da olmayacaktır.

Elbette her gün daha iyiye, daha güzele gitmek en azından gitmek istemek, insan olmanın gereğidir.

Gelişmeleri, doğal gelişimi içinde yaşayarak elde edenler, gelecek adına daha güzel günlerin müjdesini vermeye aday insanlar, milletler veya devletlerdir.

Yıkarak, yakarak bir yere varıldığı tarih boyunca görülmediği gibi, yıkarak, yakarak gelenler, yakılarak ve yıkılarak gitmek zorunda kalmışlardır.

Hayatı ve işleyişini dikkatli takip edenler, MEN DEKKAN DUKKA kuralının nasıl işlediğini rahatlık ile görebilirler. Rüzgâr ekenlerin fırtına biçtiği az rastlanan bir sosyal kural değildir.

Benim anlatmak istediğim; KARANLIĞA KÜFREDECEĞİMİZE BİR MUM YAKMA ZAHMETİNE KATLANMAK VEYA MUM OLUP YANMA FEDAKÂRLIĞINI GÖSTEREBİLMEKTİR.

Dini literatürde adına Sünnetullah, felsefe ve sosyolojinin değişme bir kural olarak kabul ettiği, ilkelden (basitten) mükemmele, ibtidadan intihaya, mebd-e den müntehaya, giden bir olgunlaşma süreci var.

Bu süreç, insan için spermden insana, bitkide tohumdan ağaca, meyveye Vs. iradi ve gayrı iradi, tüm olayların cereyanında kendisini his ettiren değişmeyen İlahi bir kuraldır.

İsteklerinizin bir başlangıcı olmalı ki, bir nihayeti olabilsin. Bir ilkeli olsun ki, bir mükemmeli aranabilsin, bulunabilsin.

Bütün bu yazdıklarımdan sonra; ülkemizin dünü ile bugünü arasında bir karşılaştırma yaptığımızda hiçte azımsanamayacak işler yapıldığını, küçümsenemeyecek gelişmelerin olduğunu sanıyorum her vicdan sahibi rahatlık ile görebilir.

Dünyadaki ekonomik krizin en önemli sebeplerinden birisi teknolojik gelişmelerin istihdam alanlarını daraltması, teknoloji üretiminin yaygınlaşması sebebi ile uluslar arası pazarların daralması, haksız rekabet ve daha nicelerini sayabileceğimiz benzeri faktörler, dünyayı sonu bilinmez bir krize doğru sürüklemektedir.

Şimdi burada ekonomik meseleler içinde boğulup insanlığın asıl huzur, mutluluk, sağlık kaynağı olan moral değerleri göz ardı etmeden ona kısa bir temas edip konuyu kapatmaya çalışalım.

İMAN VE İBADET OLMADIKTAN SONRA; hayatın sonu sıfır olan dramatik bir sahneden başka bir şey olma şansı varmı?

Bir diğer açıdan baktığımızda, dünya tüm canlıların idam kararı verilmiş, infaz gününü bekledikleri yarı açık bir ceza evi olmaktan kurtulabilirmi?

Daha iyi, üçüncü bir yorum yapmaya çalışacak olsak;
Yine Dünya akıl, irade, ilim ve sanat yeteneğinin sahibi olan insanın, çok ağır işlerde karın tokluğuna çalıştırıldığı bir esir kampından başka nedir ki?

Elbette dünya; dün bizim olmayan ve yarın da bize kalmayacak olan, dünkü ecdadımızın, yarın ki ahfadımıza teslim edilmek üzere bize bıraktıkları değerli ve sorumluluğu büyük olan bir emanettir.

Bu emaneti, sahiplerine geliştirmiş ve yaşanabilirliğini korumuş bir şekilde teslim etmek sorumluluğumuz var.

Bence en önemli vazifemiz; İnsan onuruna yakışır bir hayat yaşayarak, geleceğe ve çevremize yaşanabilir örnek olmaya çalışmalıyız.

Nemrutlar, Firavunlar, Şeddatlar ve onların yolundan gidenler hepsi geldiği gibi gitti.

Sahiplenip, benim diyerek kimseyle paylaşmaya yanaşmadıkları, gasp ettikleri mal ve servetin hasreti ile içleri kavrula kavrula, yana tutuşa kabre girdiler.

İnsanlık tarihine kara bir leke olarak kıyamete kadar lanet ile yâd edilecek nefret edilen bir miras bıraktılar.

Değerli Dostlar.
Hayat yeme içme ve eğlenceden ibaret değildir,
öyle olsa bile hiç kimse sadece bunları yapmaya zaman ayıracak kadar seviyesiz ve aylak değildir.

İnsanın yaratılış gayeleri içinde hem kendisi, hem içinde yaşamış olduğu toplum için, insan onuruna yakışan çok önemli vazifeler var.

Dikkate alınması lazım gelen en önemli misyon bu olsa gerektir.

Yoksa başkalarının hikmetini bilmediğimiz davranışları hakkında hüküm verme hakkına sahip olduğumuzu sanmıyorum.

Ölçüsüz ve haksız tenkidin, inanlar için kul hakkı,
inanmayanlar için ise insan hakkı ihlalinden başka bir adı olamaz.

MAZERETLERE SIĞINMAK, BAŞKALARINA SALDIRMAK, KENDİSİ BİR ŞEY YAPMADIĞI HALDE YAPANLARI FARKINDA OLAMADAN KISKANARAK, DEDİKODULARINI YAPMAK VE BEĞENMİYORMUŞ GİBİ DAVRANARAK ENGELLEMEYE ÇALIŞMAK İSE İNSANLIĞA VE İNSANLIĞIN GELECEĞİNE YAPILABİLECEK EN BÜYÜK İHANETTİR.

Tabi bütün bunlar benim, bana ait düşüncelerimdir.
Her kes değil, hiç bir kimse katılmak zorunda değildir.

Ben insanlığın en büyük servetinin düşünce farklılığı olduğuna inanlardanım. Yeter ki saygı içinde ifade edilsin. 21.02.2013

Necdet Erem
Kayıt Tarihi : 21.2.2013 13:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Celil Çınkır
    Celil Çınkır

    Paylaşım için teşekkürler fendim.

    Cevap Yaz
  • Hatice Hantal
    Hatice Hantal

    Necdet hocam, kitabiniz simdiden hayirli olsun.Büyük bir merak ve sabirsizlikla cikmasini bekliyorum.
    Rabbim nice güzel eserlere imza atmanizi nasip eylesin insallah.
    Selamlar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Necdet Erem