Yazı 009 Şeriat Nedir. Şiiri - Necdet Erem

Necdet Erem
1570

ŞİİR


16

TAKİPÇİ

Yazı 009 Şeriat Nedir.

Üniversite öğrencisi bir kardeşimizin sormuş olduğu;
Şeriat nedir nasıl bir bakış açımız olmalıdır sorusuna verilmiş bir cevaptır.

Selamun aleykum ve rehmetullahi ve berekatuhu.
Ebeden daimen.

Muhterem Kardeşim.
Çok önemli bir konuya temas etmişsiniz.

Kelimelerin çoğunlukla iki anlamı var.

Birincisi LUGAT manası.
Diğeri ise ISTILAH (özel alanlarda kullanılan) manası.
Şeriatın lügat masası Kanun, yasa, yol manasına gelir.

Toplumların ıslah ve terbiye edilmesinde ahlak ve adaletin temin ve tesisi için tespit edilerek kurallaştırılan sistemlerin Arapçadaki adı olmakla beraber,

İslam literatüründe
İslam'la özdeşleştirilerek özelleştirilmiştir.

Yani İslam şeriattır diye hükmedilmiş.
Şeriat İslam’dır, İslam Kur-andır.
İnanç ve itikadından hareketle;

Özet olarak,

Devlet idaresinin İslam referanslı kanun ve kurallara dayandırıldığı sosyolojik tanımı ile TEOKRATİK bir sistemin adıdır.

Bu tanımdan sonra şunları söyleyebiliriz.
Şeriat İslami yasaları içeren devlet idari sisteminin adıdır.

Bu bağlamda dikkat edilmesi ve bence şeriatı değerlendirip tarif ederken şu esası dikkate almak mecburiyeti vardır.

Nasıl ki bir devletlerin kuruluşunda asıl teşkil eden temel ve hayatiyet arz eden kurallar olduğu gibi, İslam şeriatının da hukuk, muamelat, ukbat, feraiz vs. kurallarının dayandırıldığı ana kaynak olan Kur-an ilahi olduğundan değişmez, değiştirilmez ve değiştirilemez.

Yalnız İslam şeriatının kutsallık ve kutsallıktan kaynaklanan yönü değerlendirilirken şeriatı iki kısma ayırmak ve hükmü ona göre vermek gerektiğini düşünüyorum.

Birincisi İlahi olan kısmı. (Vahiy olan Kur-an)
Diğeri İlahi kaynaklı olan, (Kur-an referanslı içtihatlar.)

İlahi olan vahi olduğundan dolayı, tebdil tağyir, tahvil edilemez, değiştirilemez. (Kur-an)

Fakat günün ihtiyaçlarına göre İslam hukukçuları ve fıkıhçıları tarafından verilmiş olan fetvalar veya belirledikleri içtihatlar, ilahi kaynaktan referanslı olmakla beraber,
İlahi olmadıklarından dolayı tespit ve tatbik edildikleri dönemlerde çok isabetli olmuş olsalar bile, sonraki zamanlarda yeterli olamayacakları var sayılmalı ve dokunulmaz olarak kabul edilmemelidir.

Maalesef şimdi özellikle İslam’ın hukuksal yönünü bilmeyenler;
Şeraitin her şeyi ve her yönü ile Kur-an olduğu zannı ile geçmiş asırlarda yaşanmış ve tatbik edilmiş olan içtihadi yasaları Kur-an zannedip onların değiştirilmeden yaşanmasının zaruri dini bir vecibe olduğu inancı içindedirler.

Tabi bu hatalı düşünceyi belirtirken, her Müslüman’ın yaşam kurallarını belirleyen ve yaşam tarzını yönlendiren kanun ve kuralların Kur-an referanslı olmasını istemesi ve bu yolda gayret göstermesi de İslami bir gereklilik olduğu göz ardı edilmez ve edilmemelidir.

Yani inancını yaşayabilmen için senin gibi inanların sayısının toplumda kahir bir ekseriyet oluşturması;

İnanalar ekseriyeti oluştursalar bile bunun devamını sağlayabilmek için dinin ve dindar bir hayatın yaşanabilmesi devlet tarafından yasalarla taahhüt edilerek, teminat altına alınmalıdır.

Yani her toplum ve her millet, kendi devletini kurma aşamasında onları millet kılan adına moral değer dediğimiz, dini ve milli değerlerini dikkate alarak yaşanabilir ve yaşatılabilir şartların yasalarına hâkim olmasını sağlamak zorundadır.

İşte Müslümanlarda dinleri olan İslam’ın yaşanıp yaşatılması için kendi toplumlarını yönetirken kanun ve kurallarını Kur-an kaynaklı tesis etmek zorundadırlar.

Yoksa bu gün ve yakın geçmişimizde olduğu gibi Müslüman’ca yaşamak mümkün olamaz.

İşte Müslümanlarca şeriat;
İslam’ca yaşayabilmek ve İslam’ı yaşatabilmek için, yaşamış oldukları toplumun hukuksal yapısını evrensel ve insani değerlerin niha-i sınırını çizen kur-an kaynaklarına dayandırmaları gereklidir.

Zaten globalleşen dünyada inanç, düşünce, ifade özgürlüğü yanında,
inandığını yaşama özgürlükleri doğrultusunda önemli adımlar atılmaktadır.

Bize düşen vazife, dayatmacı bir din anlayışı değil;
Kendisine hak olarak gördüğü özgürlüklere paralel olarak, başkalarının da talep etmekte olduğu, insan düşünce, ahlak ve onuruna yakışan tüm özgürlüklere destek vermek olmalıdır.

Değerli okurum.
Ben bu konuda böyle düşünüyorum.

Özetleyecek olursak;
İlahi olan ile İlahi kaynaklı olan arasında ki farkın dikkate alınarak tüm değerlendirme ve kutsallıkların buna göre tespit edilmesi gerektiğine inanıyorum.

Yoksa geçmişte yapılmış olan tüm tevil ve tefsirlerin, içtihat ve hükümlerin kutsanarak tabulaştırılması sonucu ortaya çıkar ki buda İslam açısından çok sakıncalıdır.

Halkın Şeriat anlayışı da maalesef bu istikamettedir.

Necdet Erem
Kayıt Tarihi : 12.11.2008 10:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Necdet Erem