ikimiz de biliyoruz
bazı melodilerin giderek anlamsızlaştığını
tıpkı suyun akışkanlığının sebepsizliği
ateşin sıcak yakışı gibi
küçük kentlerden büyük kentlere sığınmamız
en fazla bir akşam karanlığına ağlarken
yakalanma korkusu büyürse içimizde
bir şeyleri söylemenin vakti gelmiştir.
diner sanırdık bu sağanak
yazgımızın bir parçası değildi elbet
yeniden sevecektik hayatı
bir dalın yaprağını /
ansızın solarken gözlerimizde gökyüzü
yakındığımız bir şey varsa şarkılardan
bazı şarkıları silip atmanın bakti geşlmiştir
qunatom fiziği değil ki çözülmeyecek bu bilmece
iki dosta kırılıp yenilmediysek
iki aşka yenilip uslanmadıysak
içimizde yeniden /
yeniden çiçekler büyüttüysek
hangi padişahın fermanı bizi suçlu bulur
bu fermana başkaldırmanın vakti geşlmiştir.
yazgılarımızn ortak yönü sevmek ve ölmekse
elbet gülecektir br cellat başucumuzda
ve kırılacaktır fırtınadan sonra ince bir dal
ezilecektir yapraklar dağ dağ
kendisinden ağır bir yükle
şa'şalı kuleleri kim inşa ettiyse
içinde yaşayacak olan odur
ağlamayı ve şa'şaalı kuleler inşa etmeyi bilmiyorsak
yazgımızı kabul etmenin vakti gelmiştir
Kayıt Tarihi : 18.11.2004 12:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!