Elime değdi sensizlik bu yaz
Üşümek dediğin böyle oluyormuş
Mevsimi garip biraz yazda ayaz
Varlığınsa buzlar içinde kormuş
Yollar senli vakitlerin hırsızı
Binler içindeyken tattırdı ıssızı
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Kendisini iz'ansılık ile itham ettiğiniz Ahmet ERDEM bey, bir zamanlar bu sitenin yönetici idi Muhammed bey.
Hayırlı çalışmalar.
Kusura kalmayın da Muhammed bey, sizin hece vezni ölçülerine uygun, içinde mana ve şuur yüklü güzel şiirler yazabilmeniz için bu sahada ün yapmış üstad şairlerin şiirlerini örnek alarak daha çok çalışmanız lazım.
Hayırlı çalışmalar.
Mevsimleri değiştiren aşk insana neler yapmaz ki..
Yüreğinize emeğinize sağlık..
Tebriklerimi sunuyorum.
Selâm ve saygılarımla
çok beğendim yüreğinize sağlık..
Amma güldüm gece gece
Tutturmuş bir "hece hece"
Anlaman'çün iz'an lazım
Kurtarmaz ki hece mece
(4+4=8'li hece ölçülü Hiciv)
??
Kendisini iz'ansılık ile itham ettiğiniz Ahmet ERDEM bey, bir zamanlar bu sitenin yönetici idi Muhammed bey.
Hayırlı çalışmalar.
Şiirdeki hece düzensizliğinin sebebi hece ölçüsüne uyma kaygısı gütmeden yazmamdir. Bunun yanında mısraların arasında uzunluk kısalık bakımından aşırı bir dengesizlik olmasını istemedigimden hece sayısı 10-12 arasında kalmış. "Katranlari soluyormus" ibaresindeki fiil ise "solmak" değil, solumak" fiilidir. Bir ustundeki mısra ile irtibatlı olarak, ciğerdeki sizinin hasret duygusuyla aşırı miktarda tüketilen sigaradan ziyade hasretin bizatihi kendisi olduğunu anlatmak için kurguladigim bir kısımdır :) keşke siirimde ne demek istediğimi anlatacak kadar kötü bir şiir yazmasaymisim :) Mısraların arasında anlam olarak kopukluk olduğu fikrini ise kesinlikle kabul etmiyorum. Öyle hissetmeniz siirdeki anlatımın oldukça kapalı olmasıyla ilgili. Bunun yanısira aruz ve hece kullanarak yazdığım diğer şiirlere profilimden ulasabilirsiniz . Teşekkürler.
kutlarım emeğinize yüreğinize sağlık.
On ile on iki hece arasında gidip gelen bir şiir olmuş. İkinci bendinde iki mısra arasında tunç uyak sağlanmış ancak şiirin üzerinde biraz daha çalışılması gerekiyormuş. Biraz daha da çalışılsa; şiir, bundan daha da güzel olabilirdi.
Şairimize başarılar dilerim.
Sevgi ve saygılarımla.
kutlarım.
tebrikler kutlarım
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta