‘Hani olur ya coşkun bir selle karşılaşırsınız, eğer o seli uygun bentlerle doğru yönlere akıtmayı başarabilirseniz o sel zarar değil yarar getirir... Önemli olan o hazineyi nasıl değerlendirdiğinizdir...’ demiştim dün, bir yazar arkadaşın sayfasında...
Dedikten sonra tüm gece, tüm gün düşündüm... Kendi içimdeki irili ufaklı sellerle yüzleştim yeniden, ilk akmaya başladığım günlere geri döndüm... O günlerden bugüne uzanan bir yolculuk yaptım kendi dünyamda ve kendi yazılarımda... İlk dolmaya başladığım ve ilk akabildiğim günlerle bugünkü doluluğumu ve akabilme yetimi kıyasladım... Doğru ve uygun bentlerde olup olmadığımı sorguladım...
Önce soluğu ‘Okuma-Yazma-Konuşma’ başlıklı yazımda aldım...Okumayı vurgulamıştım önce... ‘Yansıyan herşeyde... Yansıyışı okuma... Bazen gözle, bazen zihinle, bazense yürekle okuma... Aslında hepsiyle okuma... Çünkü hissetme, benliğine taşıma... Kendinde kılma, zamanla özümseyip kendi kılma... Okuma, onun hayatının ve benliğinin temelini oluşturuyordu, sonrasında yazma ve konuşma olarak çıktısını alacağı verileri oluyordu hayattan aldığı... Ona yansıyanlar oluyordu sonrasında yansıtacağı... ‘
Sanırım hayatımdaki ve yazılarımdaki en büyük artı değerim ‘okumak’... Hayata dair herşeyi okumak... Her kesimden her kişinin her fikrini, her duygu ve düşüncesini okumak, en azından okumaya çalışmak... Okurken doğru algılayabilmeye, anlamaya çalışmak... Anlayabildiğim şeyleri doğru yorumlamak, benimsemesem bile saygı duymak...
Okurken çoğalmak, çünkü empati yapabilmek... Çünkü karşımdaki kişi gibi düşünebilmek, hissedebilmek bir anlığına da olsa... En karşıt düşünceleri bile objektif olarak algılayabilmek, dışardan bakabilmek... Ve tüm düşünceler ve görüşler arasında dengeli durabilmek... Tek bir açıya gözü kapalı bir şekilde takılıp kalmaktansa, sorgulamayı öğrenebilmek...
Sorgulamak... ‘Sorguluyordu... Sorgulamaları düşüncelerine dönüşüyordu, düşünceleri sorgulamalarını artırıyordu... Birbirlerini tetikliyorlardı... Birbirlerini çoğaltıyorlardı... Birbirlerini üretiyorlardı... Birbirlerini türetiyorlardı...’ (Okuma- Yazma-Konuşma)
‘İçimdeki Şair’ başlıklı şiirimde şiir için yazdıklarım yazı için de geçerli olduğunu daha bir farkediyorum şimdi... ‘Geri dönüşüm kutusu hayatımın/ Üretim, türetim fabrikası/ Girdiler... Hayat / Sermaye... Ben... / Ürünüm... Şiirlerim...’ Hayat girdileriyle çoğalan ‘ben’ sermayesi yazı ürünlerimi çoğaltıyor...
‘Bugün Yazı Yok’ başlıklı yazımda da dediğim gibi... ‘Edebiyattan sosyal konulara, sosyal konulardan kadın hak ve sorunlarına, ondan siyasi konulara, ve ondan da hızlı bir şekilde dini konulara geçmiş biri olarak kalemimin çok eşliliğine şaşırırken’... Kalemimin çok eşliliğine hala şaşırıyorum, ancak gerçek yazarlığın çok eşlilikle mümkün olacağına, hem yazarlığın hem de hayatın daha da güçleneceğine inandığım için, yazabildiğim her konuda yazmaya çalışıyorum elimden geldiğince, yazım yettiğince...
Bazense yorgun düşüyorum, ya da belki de kendimi nadasa bırakıyorum ‘Bugün Yazı Yok’ isimli yazımda söylediğim gibi... ‘Kimbilir belki bu bir yorgunluktur... Ya da kimbilir belki de bir olgunluk ya da olgunlaşma süreci... Olgunlaşma? Hani bir nevi hazım, hani bir nevi özümseme... Durup, durulup kendine dönme... Kendine yoğunlaşma, kendinle bütünleşme...’
Kendi içimden taşan, ve hayat bentleriyle kendine yol bulmaya çalışan sellerimle akmaya çalışıyorum elimden geldiğince... Arada bir durup, durulup kendime dönüyorum, bentlerden bana yansıyanları özümsüyorum... Kendimde yoğunlaşıp, bentleri özümseyip kendime katınca akmaya devam ediyorum... Seller misali önümde bulduğum hayat girdilerini kendimle beraber sürüklüyorum yazı dünyama... Ve sellerime uygun bentlerle yol çizip zarar değil yarar getirmeye çalışıyorum...
Funda GülsevenKayıt Tarihi : 15.1.2008 15:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yazmak, beyin kırıntılarımızı ruh mayasıyla harmanlayıp ak kağıtlara dökmek, bazen öyle şeyler dökeriz ki keğıtlara en usta psiloloğ bile içimize giremediği halde çözülüvermişizdir kalem elde..Yazdığınız bu güzel metin, beni aldı götürdü düşünce sarmallarında tur attırdı..Nedeni varmıydı..yoooo, Kutlamaydı yazınızı amacım taştı bu sözcükler, selam ve saygılarımı iletiyorum dost kalem.
.....................................................
keşke herkes siz gibi bu yoğun ruh kişiliğine ulaşmayı başarabilse...sorgularken kendini,kendin de hayran bıraktın bizi..tebrikler güzel kalem..
TÜM YORUMLAR (9)