- sistemimde bütün değerlerin sıfırlandığı o gün...
bu gece, bütün yalnızlıklarımın üstüne adresini yazdım
hepsi katar-katar kanatlanıp, sana doğru uçtular bile.
baş başa kalabilmem için seninle, var mıydı başka çare
canımın içi.., varsa hadi sen söyle…
Biri bir koca görür rüyasında:
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Devamını Oku
Yüz lira maaşlı kibar bir adam.
Evlenir, sedire taşınırlar.
Mektuplar gelir adreslerine:
$en Yuva Apartmanı, bodrum kati.
Kutu gibi bir dairede otururlar.
Yarı yarıya yasaklı bir havuz başıydı, taşan sular sebebiyle ne çimeni tükenirdi,
Ne de mevsim nedir tanımayan aylak papatyası.
Bir gün merakıma engel olamayıp bütün yasakları aşarak havuza ulaştım.
dünya benim olmuştu, zaten mutluluk oyunu oynamaktı en iyi yapabildiğim.
bir de havuzun zalim bekçisine yakalanmasam her şey daha güzel olacaktı ya…
bu doğal havuzu çepeçevre kuşatan 'Akşam Sefası' çiçekleriyle dertleşecektim.
İşte sihir denen şeyi o çiçeklerle tanıdım, belki de şiiri.
Az kalsın unutacaktım, çevreye bakınca göz alabildiğine yeşillik doluydu, sanki
Tüm doğa yeşil olmak yoluna ağımsızlıklarını ilan etmişlerdi de biz geç kalmıştık
fark etmekte diye düşündüm.
Ayçiçeklerini didikleyen arılar ordusundan uzak dur diye tembihlemiştin annem,
bu öğüdü tuttum elbet tuttum ama komşu teyzenin yeni çıkan “arı oğulu “ nu tünedikleri
Çam ağacından almasına yardım etmemi rica etmesi ve bütün arıların yüzüme
üşüşmesinden sonra yüzüm ay parçası gibi güzelleşince.
Onların yani “Akşam Sefası Çiçekleri”nin gizli dünyasını keşfetmek için kaç kez
nöbet tutmuştum, kaç sabah güneşin gülümsemesiyle boyun büküşlerini izlemiştim...
Sabah olur olmaz uykuya dalışlarını…
Bana da uyu derlerdi sanki böylece, hadi uyu biz çiçekliğimizi,
sen de çocukluğunu…. Yaşayalım gönlümüzce…
Sonra havuzdaki yosunlardan bir şey zıpladı yukarıya doğru ve tüm büyü bozuldu...
Belki bozulmadı da ertelendi sonsuzluğa...
Müthiş güzellikte bir şiirdi, sonsuz kutluyorum sayın ÇEŞTEPE...
Çok güzel! İnsanın bu şiirle evlenme teklif edesi geliyor.
muhteşemsiniz sayın hocam...son yüzyılın en büyük ustalarındansınız...inanılmaz bir yürek sesi ve mürekkebiniz var hocam...o kalemi tuta ellerinizde hürmetle öpüyorum...sonsuz ama sonsuz saygılarımla...
yorum yapmak ne haddime bu şiir bizi aşar. Sadece çook çook saolun böylesi eserlerinizle var olun
Hafif esen rüzgar , şarkı söyleyen dalgalar eşliğinde bir aşk hikayesi dinledim , kaleme saygıyla ............asena
45259113 - Aktif 25.06.2014 05:49:00 Cevap Yaz | Aktif Yap | Pasif Yap | Bu Görüşü Sil
Şiir: 2014671 - Yaz uykusu
Yazan: savanlarda
George Orwell Bin Dokuz yüz seksen dört romanında bilim kurguya ve teknoloji gelişimine konu olarak yer verse de durum aslında sanıldığı gibi de değildir. Erken öldü yazar. Der ki Büyük Birader' in ağzıyla Savaş Barıştır-Özgürlük Köleliktir-Bilgisizlik Kuvvettir. Ulayalım o zaman
Şiir Cahilliktir-Aşk Aşağılıktır-Kavga Hiçliktir gibi. Oysa roman Sanayi Devriminin acımasızlığını robot olmayı yadsıyan insanlar üstünde çekinmeden deniyorda. 101 nolu odaya düşünen varım diyen insanım diyen aşığım diyen insanlar girip de çıkarlarken Büyük Biraderin yasalarını kabullenmiş oluyorlar. Bir bakıma sıfır ve temizlenmiş beyin. Bin dokuz yüz seksen dört romanında aslında aşk ve tutku var. İnsanlığın var olduğu sürece ölmeyecek bir şiir bir duygu anlatımı. o 101 nolu odaya aşk ve proleter direnmenin iki direği giriyor. Julia ve bay Winston. Onca işkenceden sonra yine de içlerinden kıs kıs güldükleri oluyor çünkü aşk ve şiir beyin sıfırlanmış olsa dahi ve ' Kestane ağacının altında/ Sen beni sattın, ben de seni,' deseler dahi, yüreklerinden söküp alamadıkları
şiiri aşkı gülümser vaziyette karşılaştıklarında içten içe sessizce mırıldanıyorlar. Şaire yaklaşık bir yıl önce kırılgan bir yorum yazmıştım.
Sonradan bu yorumu bu düşüncemi neden yazdığımı kendi kendime sorup durdum. O şiiri beğenmediğimden değildi. İtiraf etmem gerekirse bazı şiirleri okurken okuduktan sonra çıkarsının balkona. Sert bir tütün sarıp
dumanı ciğerlerinize ( fazla çekmem ) alırsınız ve oflayıp-puflayıp durursunuz. İtiraf edemediğiniz duyguya kızarsınız. Şiiri daha ilk dizelerinde sevmişsinizdir. Şiir daha ilk dizelerinde sizi esir almıştır ama şairin canını yakacak ve şairi kızdıracaksınız ya inadına ters bir şeyler yazarsınız. İşin aslı KIKANMIŞSINIZDIR. O can sıkıcı yorumu neden yazdığımı itiraf etmem bu şiire kısmetmiş. Şimdi bu saatte bir kliseye gidip veya camiye, günah çıkaramadığıma göre bari kendim günah çıkarıp
o yorumun güzelim şiirin tıpkı bu şiirde olduğu gibi hakkını vermeliyim.
Sayın Çeştepe 'bıyığımın altında yirmidört ayar mutluluk, nasıl keyifliyim ' bıyığım yok ama en azından itiraf edip rahatladım. Şu kent yaşamının gürültülü ortamında, sabah vakti artık rahatlıkla kahvemi içer ve tütünümü tüttürebilirim. Aşk ve Proleter adına gönülden selam olsun...
eylül'e 3kala güzeldi sıcak yaz gecesi düş gibi...
Saygılar kaleme yüreye...
Hep olduğu ve daima olacağına inandığım gibi...
Muhteşemsiniz Kaptanım muhteşem.
Sevgim yüklü saygılarımla derlediğim hanımelleri yüreğiniz enginlerine.
merhaba...bu güzel şiiri okumak büyük bir zevk..tanımlamalar....duygu yüklü..bir okadar da her zamana uyarlanmış...sevgilerimle...İst.Tarabya
nasıl lezzetli, ne de hoş. bir tadında dem çok sevdim şiirinizi ....
Bu şiir ile ilgili 78 tane yorum bulunmakta