Istiklal Ilk Okulu`nun kivrim büklüm kesme taslardan dilsiz- cansiz cisimlerle bile sanatinin USTA ELLER ve EHLi ILiM duyarliligiyla alfabesini bilmedigi SESSiZLiKLERi dahi taninmaz bilinmez yabancililigindan kurtararak bir ten bir ruh olmaya sözlesip, ASKIN dügün bayramini derler toplar yorar kurarcasina, ille „ kapina geldim, gecemi gündüzümü gizlimi sirrimi sana meydan ettim, evim yolum ocagim diyarim olasin, madem MUHABBETI mesken etmeye yapildi kökleri derinlere salmis gökyüzü ve madem ki her calidan cakildan kumdan kesektendi toprak denen cevahir, vur balyayi kürsügü körügü ki, azigi katigi BiR DEMLiK buhurdanligin közüyle kardigin camurdan DÜNYA HANENE`sinin tek vucut, dört duvar ve yedi iklim sureti sehmine buz damlaciklarini har ile haldaslik ettigi üzere, yarenlikler sarip dürererek yolunda revan olalim tende canda hayat denen nesnenin..“ söylesip konusan mikrofonsuz tabelasiz bir gizemliligin saklisini disa vuran ; ve bütün diledigi hayali düsleri gercege dönüsmüs dolanip dönen TAS üstüne TAS koyarak yapili evleri cesmeleri ve sokaklari arasinda, esigi penceresi bahcesi yolu ve duvar bitisigi TOPRAGA bakan ve cikan; alani ve avlusu dünya ferahligi kadar genis bir yerdi..
Paydosu tenefüsü iptali yoktu sonrasi tehiri ertesi yoktu ne günün ne de günesin ve MERDiVEN ALTI her türlü carpik kirli kacak sahte yalan soguk soyut YAPMACIK naylon mukavva karton ambalaj dekor yapiskan seylerden degildi ne insan, ne dünya alem. Bes be sinifinin bickini siyah önlügü beyaz yakasi her zaman yunmus yikanmis yaz kis ayakkabisi sipor, sinif baskanligini kimseye vermeyen tüm kisiligi ve kalibi pürüzsüz hatasiz hesaplardan gecirilip islenmis Vahap `ti. Yasinin da cok ilerisine pür tetik ihtiyatli, Sari Necmi`y le okul biter bitmez ilk isleri Siremenli`yi gecip, Serce Önü`n den dolanip, kavun karpuz satan sagli sollu tezgahlar arasinda Düven Önü`nü Kazancilar Carsisin`daki babasinin kuyumcu dükkaninda ikilinin ücüncü kafadariydi Kara Cafer. Kizlar güzeliyse memur kizi Rabia. Mahlenin ileri ucunda baslayan ve sokagin girisinden boyasi grilesmis dökülmüs polis arabalarinin hic eksik olmadigi ve dolmusun icinde dahi birbirine verip veristiren kavgalariyla barismalari saniye bile sürmeyen, Kara cafer mi, ( Roman ) bes be`nin en uzun boylusuydu. O´ hic kimsenin uzanamadigina hep cagrilan ve aranan sözü özü bir ne oynanirsa oynansin takim secerken hep kiminle olup olmayacaginin secimine ve kararina müracat edilen ve avludaki sayisiz silsile agaclarin en kocamani Akasya dallari`na kolayca yetiskin ve eriskin olanimizdi.
Sari Necmi`de Kapali Carsi esnaflarindan birinin cocuguydu . Müzik dersinde kendi Cerkez olan Nafiz ögretmen, akordiyondan essiz ezgiler calarken, sirasi gelen herkesin ister sesi güzel olsun olmasin tam bilsin veya bilmesin türkü-sarki gönlünden ne gecerse söyledigine Nefiz Hoca eslik ederdi. Sari Necmi hep ayni sarkiyi söylemesine ragmen, sanki her defasinda hic söylememis gibi titreyip parcalayarak kendini, sinifin BAHCE BASI tarafina bakan pencerelerine dogru o güne kadar ilk defa yakin taniklikla Türk Sanat Müzigi`nün sesini sazini ve yüzünü ondan görüp dinledigim „ kanaryam güzel kusum, ben sana vurulmusum „ …calaaaar cagirir kulagimda ve gönlümde kalan ezelki dünkü esinti.
Oysa ne kadar cok yandi simdiye kadar ERCiYES dagi eteklerinde, gecerken Filamingo`lrin dahi uzuuun yolculukari katederek pusulasu ve haritasi olmayan fakat kalplerinde USTA-CIRAK`ligin özgün FITRATA yazilmis gezen gören duyan bilen ögretisi ve kaydi bulunan ve yasama hakkinin en dogustan sundugu kimseye sormaksizin ve hic kimseye hesap vermeksizin evi barki devrani diyari yurdu dünyasi oldugu SULTAN SAZLIGI..
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
Azıcık okşasam sanki çocuktular
Biraksam korkudan gözleri sislenir.
Ne kadınlar gördüm zaten yoktular
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta