Yayla Dagindan Navruz Gününden 3

Istiklal Ilk Okulu`nun kivrim büklüm kesme taslardan dilsiz- cansiz cisimlerle bile sanatinin USTA ELLER ve EHLi ILiM duyarliligiyla alfabesini bilmedigi SESSiZLiKLERi dahi taninmaz bilinmez yabancililigindan kurtararak bir ten bir ruh olmaya sözlesip, ASKIN dügün bayramini derler toplar yorar kurarcasina, ille „ kapina geldim, gecemi gündüzümü gizlimi sirrimi sana meydan ettim, evim yolum ocagim diyarim olasin, madem MUHABBETI mesken etmeye yapildi kökleri derinlere salmis gökyüzü ve madem ki her calidan cakildan kumdan kesektendi toprak denen cevahir, vur balyayi kürsügü körügü ki, azigi katigi BiR DEMLiK buhurdanligin közüyle kardigin camurdan DÜNYA HANENE`sinin tek vucut, dört duvar ve yedi iklim sureti sehmine buz damlaciklarini har ile haldaslik ettigi üzere, yarenlikler sarip dürererek yolunda revan olalim tende canda hayat denen nesnenin..“ söylesip konusan mikrofonsuz tabelasiz bir gizemliligin saklisini disa vuran ; ve bütün diledigi hayali düsleri gercege dönüsmüs dolanip dönen TAS üstüne TAS koyarak yapili evleri cesmeleri ve sokaklari arasinda, esigi penceresi bahcesi yolu ve duvar bitisigi TOPRAGA bakan ve cikan; alani ve avlusu dünya ferahligi kadar genis bir yerdi..

Paydosu tenefüsü iptali yoktu sonrasi tehiri ertesi yoktu ne günün ne de günesin ve MERDiVEN ALTI her türlü carpik kirli kacak sahte yalan soguk soyut YAPMACIK naylon mukavva karton ambalaj dekor yapiskan seylerden degildi ne insan, ne dünya alem. Bes be sinifinin bickini siyah önlügü beyaz yakasi her zaman yunmus yikanmis yaz kis ayakkabisi sipor, sinif baskanligini kimseye vermeyen tüm kisiligi ve kalibi pürüzsüz hatasiz hesaplardan gecirilip islenmis Vahap `ti. Yasinin da cok ilerisine pür tetik ihtiyatli, Sari Necmi`y le okul biter bitmez ilk isleri Siremenli`yi gecip, Serce Önü`n den dolanip, kavun karpuz satan sagli sollu tezgahlar arasinda Düven Önü`nü Kazancilar Carsisin`daki babasinin kuyumcu dükkaninda ikilinin ücüncü kafadariydi Kara Cafer. Kizlar güzeliyse memur kizi Rabia. Mahlenin ileri ucunda baslayan ve sokagin girisinden boyasi grilesmis dökülmüs polis arabalarinin hic eksik olmadigi ve dolmusun icinde dahi birbirine verip veristiren kavgalariyla barismalari saniye bile sürmeyen, Kara cafer mi, ( Roman ) bes be`nin en uzun boylusuydu. O´ hic kimsenin uzanamadigina hep cagrilan ve aranan sözü özü bir ne oynanirsa oynansin takim secerken hep kiminle olup olmayacaginin secimine ve kararina müracat edilen ve avludaki sayisiz silsile agaclarin en kocamani Akasya dallari`na kolayca yetiskin ve eriskin olanimizdi.

Sari Necmi`de Kapali Carsi esnaflarindan birinin cocuguydu . Müzik dersinde kendi Cerkez olan Nafiz ögretmen, akordiyondan essiz ezgiler calarken, sirasi gelen herkesin ister sesi güzel olsun olmasin tam bilsin veya bilmesin türkü-sarki gönlünden ne gecerse söyledigine Nefiz Hoca eslik ederdi. Sari Necmi hep ayni sarkiyi söylemesine ragmen, sanki her defasinda hic söylememis gibi titreyip parcalayarak kendini, sinifin BAHCE BASI tarafina bakan pencerelerine dogru o güne kadar ilk defa yakin taniklikla Türk Sanat Müzigi`nün sesini sazini ve yüzünü ondan görüp dinledigim „ kanaryam güzel kusum, ben sana vurulmusum „ …calaaaar cagirir kulagimda ve gönlümde kalan ezelki dünkü esinti.

Oysa ne kadar cok yandi simdiye kadar ERCiYES dagi eteklerinde, gecerken Filamingo`lrin dahi uzuuun yolculukari katederek pusulasu ve haritasi olmayan fakat kalplerinde USTA-CIRAK`ligin özgün FITRATA yazilmis gezen gören duyan bilen ögretisi ve kaydi bulunan ve yasama hakkinin en dogustan sundugu kimseye sormaksizin ve hic kimseye hesap vermeksizin evi barki devrani diyari yurdu dünyasi oldugu SULTAN SAZLIGI..

Ve gecimim bundan diyerek -bütün yasam hünerini kanatlariyla gagasinin arasinda tasiyanlarin hem üreme hem de HAYATTA KALMA alanlarinin olduguna- irmagin derenin yol yatagina, bulutun havanin yagmurun ve günesin cevrim carkina, suyun kaynagina, topragin bereketine, dagin bagin börtü becek hasat ekim bicim ve cicegine sonu hangi SOYU TÜKENME felaketiyle sonuclanirsa sonuclansin, kendi cikar ganimet ve GÜNÜ KURTARMA yagmalarini halen kökünü kaziyip dibini kurutarak hem bitki yapi doku ve florasi hem dogal döngü katliamini kesip bicip yokederek -Yilki Atlari`nin dahi artik kendini cöllesmis bir dünya degisimine birakip terkettigi- hic bir insani duyarliliga ve toplumsal degere itibar edip umrunda olmayan cöllesmeye can vermekte Sultan Sazligi.

Bu bencillik vurdumduymazlik ve kendi cikarini önceleyip bütün kanun nizam otorite devlet dirayet irade ve yaptirim degerleri yerine koyan BASINA BUYRUKLUK keyfiyeti, kendinden bir sonra aynisini yetistirecek olan HORMONLU üreme- cogalma SOYSUZLUGUNUN prototip türevini yapar yetistirirken adaletini vicdanini onurunu ve haysiyetini bütün bencil güdümlü ve kodlanmis BASINA BUYRUKLUKLA nasil ki duyarli tutarli güvenli ilgili bilgili becerikli özverili akilli fikirli vicdanli adil sorgulayan ve hesap verebilenhassasiyete ve haysiyetlilige zerrekadar aldiris edip pirim vermeyip kendi soyunu ve neslini bitirip tükettigi gibi, hirsina kapilip yenildigi kendinden baska hic bir seyin ve imsenin yasama hakki ve hukukuna sayginligi olmayan görgüsüzlük ve doyumsuzlukla, toplumsal degerleriyle birlikte topyekün ortak yasamin tüm diger besleyen barindiran besleyen büyüten renklendiren ve cesitlendiren hayati degerdeki canli – cansizlarini kökünü kaziyip dibini kurutuncaya kadar - hainlik etmenin sagladigi güc ve tüm yazilmis kanunlari kanunsuz hukuksuzlugun ihtiyacini görecek sekilde affa ugratan, satin alan, ortadan kaldiran ve buyuranin keyfiyeti yönünde yoluna koyup ayari verilen imkan para söhret torpil avanta kayrilma kollanma gözetilme üstün görülme ve ayricalikli sayilma cakar lamba fors gösteris fiyaka ve cakasiyla - fistik cinar kestane kozalakli dikenli orman dag dere deniz kiyi koy dere bag bayir bahce demeden, yakilmis yikilmis ve yagmalanmis kökten dipten coraklasmalarla beraber, ekili dikili topragin tarimin hasadin ve tarlanin gözüne damarina „ kesin ölümü bire bir yerinde gerceklesmis ve görülmüstür „ sonucuna varan intihar ilanina, tazikli püskürtmelerle can cekisen dünya halini aldi gitti gün ve gündem.

Hormon kimyasallariyla kezzabini zehrini zikkimini yiyen yüksek kazanc ve getirilerin kurbani oldugu TOPRAK; heryerde karakteri hic degismeyen GIDA sektörü markalasmalarini soyan sömürenler lehine -kökten söküp dibini kurutarak - mikro plastiklerle artigini ve atigini ydirip icirdigi cöp ve zibil yiginiina dolmus kokmus cürümüs dereler , kiyilar, koylar denizlerden…hortumladikca en cok ve hic kimsenin erisemeyecegi büyüklükte, sonu her nereye varirsa varsin duyarsiz düsüncesiz ve allahsiz kitapsiligini doyurup kandirmaya dönük, kac kere yandi yikildi kurdu kusuyla dünya ve bugünlerin insani mahluk huzuru mutlulugu dirligi siddete nefrete bozguna vurguna talana yokluga yoksulluga yaratiklasmis; onurunu kültürünü kaynagini sayginligini ve samimiyetini yitiris sapkinlikta sinir tanimamaya bitti tükendi dünya..

Hep de `nasil olsa her durumda kendini yeniler doga ` algi aliskanlik ve afyonunu yedirterek, hep de Pekaka kurulumuna kulpuna ucuna sekline ve kuyruguna takili sözde ilerici aydin SOL degismezligin, duruma göre vaziyet söylem kalip küfür azar telkin tembih alarak iktidar ortagi ve irade odagi olmaya sürekli kaypaklik edip oynak fikirdesligin SAG kol yol ve kulvarcisi sözde milliyetci muhafazakarcisi ve ülkücülügü, „ bir zamanlar buralarda baliklar kaynar oynardi, baglar bahceler sürüler ormanlar vardi, irmaginda cimer daginda gezer ciceginde esip tüten yazlar kislar baharlar ve cicekleri yasar koklardik. Dalindan topraginda yer icer yerden göge bizim saydigimiz dünyanin „ sensiz mali neyleyim dostum“ sarki türkülerini atadan dededen kalan sazla sözle yeminle fikirle güvenle inancla..gözü tok sirti pek AKASYA`lar gibiydi avlumuz yolumuz suyumuz ekmegimiz esigimiz sokagimiz sevgi payimiz insanlik hissimiz ve hissemiz…umudu viran, mutu cöl, muhabbeti muhanet, sevinci harap insanligi hem zarar hem ziyan, agit ve acilari bugünden yarina kala kaldi..

Nisan / 22