05.12.1979 / İstanbul
Herkes bir tutturmuş yaylar, özgürlüğüne düşkündür diye. Oysaki özgürlük hovardalık değildi bilinenin aksine, bağlı kalmaktı sevdiğine, ruhunu dilediğince yaşamaktı, ona ait olmaktı. Dileğini sade bir şekilde yalansız söylemekti..
Gezgindi ruhu, filozoftu kendisi. İyi bir düşünür, iyi bir sorgulayıcıydı.
Yay Burcuyum ben,
Sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde.
O bir kalemde silene kadar çok sabreden, çok gözlemleyen, çok sorgulayan, çok düşünen bir yapım vardır. İçimde binlerce hazine barındırır, sadece sevdiğime sunarım.
Akıl oyunlarında üstüme yoktur.
Hele aptala yatmak var ya..
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Ben de yay olanındanım ama burçların aylarının güneş yılının insan müdahalesi olan tam gelmeyen gün sayısını tam etmeleri, ayları aylara göre ayıran ay yılının bilimselliğini kullanmamaları sebebiyle iyi ayrılmadığını düşünüyorum. Aylarda gün sayısı insan seçmesi bir kararla kabul şeklinde ayrıldığı için, bu konuda bilimi terk etmil ve Avrupaya körü körüne taklitçi olmuşuz diye düşünüyorum. Burçlar konusu semada var ama yerdekiler işi karıştırıyor.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta