ankara yüksel caddesi ve ben
düşünen kadın
binlerce göz ve sen
herbirimizin yüzüne vurmuş ayazı
ankara yüksel caddedinde esen
ve oturan çokca kaygısızın bakışları
siyah cübbesi
elinde orağı
yüzü siyah baktı yüzüme
dedi vaktin geldi
emir haktan
canını alacağım
şimdi yorgun zaman
bir göğün alnında
kaldırımlarda birikintisi mazinin
ölümün dilencilik yaptığı sokaklarda
bir başına kalmışsın adam
burda rastladığın her adam
deniz sensin
deniz senin adın
ne yana baksam maviliklerin
dalgalanan mavi gözlerin
gökyüzündeki güneşin yansıması saçların
bu sondu
ötelere yazdığım isminin son haykırışı
resminin son çizilişi
yüzünün aklıma son gelişi
bu sondu
şarkılar söyledik gece
iki başlı ejderha penceremde
kuş yemi vardı oysa cebimde
yakınımda ondokuz cin
ondokuzuda ensemde
bir afiş yüzüm
parlak ışıklarda açarım gözlerimi
olur olmaz yerlerde açan
dilimde isyankar kır çiçekleri
salonlar danslar
çevremde vampirler drakulalar
kaçardım bazı geceler bedenimden
soluklanmazdım ciğerlerimden
göçmen kırlangıç kuşları ve ben
uçardık sihirli kahin sokaklarında
harut marut ben yanyana
derin kuyular zifiri
sen kan diyorsun kırmızıya
ben gün diyorum
yeni dogan şafak
sen hüzün diyorsun sarıya
ben sefer diyorum oysa
senmiydin benim çocukluğum
baloncu amcaların nefesleri büyütürdü heveslerimizi
dudaklarımızda elma şekerleri
saymadım sen sayardın
kaç kez dönerdi okul servisinin tekerleri
ölüm oyundu
iyişairsin vesselam şiirlerini şarkı sözü olarak satmayı düşünmezmisin