Sorulur,
Bir ihtimal yarına kalışım.
Vurulur,
Hayallerim farkına varamadan.
Yorulur,
Çözülür dermanı dizlerimin.
Bir cümle kurarsın yarına dair,
İnce bir saz duyarsın.
Lal olursun.
Sonra da boş ver dediğin yerden toplarsın,
Hayallerini,
Ümitlerini.
Yüze zülüf dökülür,
Gözüne yaşlar.
Merhametten aciz, vefadan eksik,
Dünyalık yaşayanlar.
Yaşamaktan ne anlar...
Kuru bir kalabalığı,
Sefalet içinde seyretmekteydim.
Neslime hikayeler düzecekken,
Bir aşk-ı ebedide tükenmekteydim.
Aniden nankör bir kalabalıkta yitmek,
Tek başına cümle arzda yapayalnız,huzursuz.
Ne destanlar yazdıracak bir kayboluştur bu,
Ne de dilden dile seyreyleyen bir nüktedir.
İsyandır bu,
Yalnızca isyan ve sitem.
Bırak da seveyim.
Çünkü seversem ölmezsin.
Öyle severim.
Destanlardan öte,
Dilden dile,
Gönülden gönüle.
Canım yanıyorsa
Sen bunu bileceksin.
Kim o diye sormak marifet değil.
Ben kapıyı çaldığımda,
Sen adımı söyleyeceksin...
Haşa!
Hiçbir güze özenmedim,
Seni dökene kadar.
Yağmur bile seni arıyor,
Düştüğü yerde sancılar var.
Bir dilek tuttum,
Tuttuğum yerden geldi elime,
Ait olduğu vicdan.
Batar güneş,
Yeniden doğmak için.
İnsan uyur,
Hep yeni bir hayata,
Umutla uyanmak için.
Düşündün mü hiç?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!