Bir sapsız karanfilde umudum,
Avuçlarımda sıcaklığın,
Sarı elbiseden sarıysa çınarlar,
Ağlayacak gözlerimiz var,
Kısmet, yaşamaktan bahtımıza düşen,
Düşmüşüz peşine kanar durur gönül yarası.
Hislerim kızıla çalıyor,
Dağınık kıvırcık saçlarım,
Tebessümün geldi gözler önüne,
Dön ve ardına bak mazinin,
Kaldırımlarda silinmiş izlere,
Puslu pencerelere bak,
Bir duman, sızlıyor yüreğim ta derinden,
Özlemlere mi geliyoruz yoksa,
Bir garip gidiş mi bu?
Limanda mendil sallayanlar,
Güneşine kavrulanlar,
Katran karasına bulananlar,
Bugün havalarda türkülerde dokunuyor
Ha yağan yağmur, ha ağlayan gözler.
Bakıyorum da mazi okunuyor,
Ha esen rüzgar, ha ümitsiz sözler.
O kız, yine bakmaya çekiniyor...
Yok olup, biteceğin uzak yerlerde,
Bir, gül olup açamaz mısın?
Esirin olduğum seraplı çöllerde,
Yağmur olup gülüme kaçamaz mısın?
Ayrılık yaklaşıyor desene?
Zemheride İstanbul çok güzel
Senle daha güzelleşirdi,
El ele gezerdik, tozardık,
Ulus parkına giderdik çamlıca'ya kısın çok güzel oluyor.
Renkleriyle tepesine binerdik İstanbul’un,
Hem de nasıl,
Gözlerine dolan yaşa,
Bahar ile gelen kışa,
Ardından atılan taşa,
İsyanım var.
Yüreğini kıran dile,
Adını Eylül koydum sevdanın,
Tutkular, çiçekler ve bulutlarla seni tanıdım,
Yaşamak ve ümit, inan baharı seninle anladım.
Başlamak hem de sevecen bakışlarla,
İçimizden geleni yaşadık.
Aşk yoluna düştük ve kaderden payımızı aldık.
Gittim, alevleri soluduğum yaşam sevincimle,
Hasretten kanayan, kor olan yüreğimle,
Karanlıklara, dehlizlere gittim.
Kiminle sevişsen, kimin umurunda,
Bir ben kahroluşu yudumluyorum
Bir ben ölüyorum, günün gününe
Deniz yalnızlığa çırpınır,
Bir martı balıklar için kanat kırar.
Suların valsinde Kız Kulesi
Akşamın yakamozunu kucaklar.
Geceye bir ayrı tebessüm,
Yürekli şair, Şiir yolunda emek vermiş. tebrik ederim.
'her sıırde farklı bır tat,ınsanın mutlaka kendıne gore bırseyler bulabılecegı bakıs acısı we mukemmel bir yorum' saygılar....