Cebinde metelik yok talim kuru ekmeğe,
Tükenmiş bir kere fehminde son nefesinin.
Utanır toprağına bir tek tohum ekmeye,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Zor muydu hamurunla ununla yaşamak,
Tarla, tırpan, terinle çalışmak?
Utanç değil midir el ekmeğine alışmak,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Köyde hayat zor soba tüter dumanlı,
Altımız gübre üstümüz samanlı.
Direnenler ne yiğit ne yamandı,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Şehir dedin kaçtın köyünden,
Ev diye girdiğin pahalı ininden,
Bîhabersin ne örfünden ne dininden,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Kalmadı çocuk okullar bir bir kapanır,
Bu köye de artık simsarlar dadanır.
Toprak, kıymet bilmeyen üç kuruşa aldanır,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Güneşi bilmez rutubet dairesinde,
Nem ciğerini çürütür her nefesinde.
Açlık birkaç adım bir lâhza mesafesinde,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Kalmadı at eşek sesi dağlarında yörük yok Anadolu'nun,
Bu bir haysiyet meselesi ucu göründü yolun sonunun.
Kokuyor nefesi, sefaletle döşenmiş taşları medeniyet yolunun,
Yavrum seni leylekler mi beslesin?
Hilmi Yeter
Kayıt Tarihi : 9.5.2025 15:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!