Belli ki kutsal suyla yıkanmıştı elleri
gözlerime dokundu
gözlerim ağır karanlıktı
baktığım her şey -kendim dahil- eziliyordu
ki, onun dokunuşuyla kalktık sanki
ayaktaydım
buhar banyosundan yeni çıkmış ten gibi parlıyordum
belki gece yanıltıyordu
ayartılmıştım
Yürüdüm
kapıları, duvarları, koridorları geçtim
sokakları, caddeleri, şehirleri terk ettim
itirazsız, şifresiz ve engelsizdiler
bir anlaşma vardı aramızda
eğiliyordu madde, eğriliyordu zaman
-ne geldi ne gitti, yataydı zaman-
saydam bir dağın yamacına vardım
neresinden bakarsan bak, aynı yer görünüyordu
tek boyutluydu etrafta ne varsa
kim bilir ben bile
-kimse bilmez, ilgilenmez
sonun başlangıcındaydım
başlangıca yaklaşmıştım sonunda
hatta tek boyutluydu küreselleşme-
belki at gözlüğü vardı gözümde
düşünmek istemedim
Kana kana içtim yıkanmadan önce
aynı sudan defalarca
defalarca kendimi içtim
buraya tek boyutlu geldim
zamansız ve mekansızdım
saydam bir dağın yamacında
değişmeyen ırmağımdan çıktım
gözlerime dokundum
pırıl pırıldım
belli ki kutsal suyla yıkanmıştım
Kayıt Tarihi : 2.2.2007 00:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.