Ne kadar mahzun ve çekingendik ilk günlerde. Ve bir o kadarda mahcup. Ergin yaşlarımızda biz acemi çocuklar gibi saf ve kırılgandık bire o kadar da deli.
Adım atarken birbirimize dünyanın bütün aşkları arasına serilmiş o vahşi tutkulu arzulardan uzaktık.
Ayrı diyarlarda sürdürdüğümüz yaşantılarımıza rağmen bedenlerimiz en acı esaretini yaşarken ve zalimce dikenli tellere takılmış yaralı bir kuş gibi çırpınırken, ruhlarımız fırtınalara kapılmış birbirlerine doğru, vahşi kısraklar gibi koşuyorlardı.
Sen bana ben sana….Birbirimize Ruhum sana, fikrim sana, yüreğim sana ….sen yalnızca bana koşuyordun hissediyordum, biliyordum.
Fırtınalar kopuyordu yüreklerimizde, yeni fidanlar sürgün veriyordu köhne viran düşlerimizde.
Öylesine bir gerçek vardı ki, bütün acı gerçeklere rağmen ısrarla,inatla,bağıra bağıra geliyordu, ve korkusuzca aşka gelmiş karanlık gecelerin en kuytu köşelerinde çırılçıplak dans ediyordu.
Ürkektik, çekingendik, neler oluyor anlayamıyorduk bile. Ama olanlar her neyse tatmadığımız bilmediğimiz aşk tadında sevda tadında bir şeylerdi.Biz aşkı tanıyorduk, aşkı öğreniyorduk kısacık zamanlarda yüreklerimizde.Biz birbirimize sevdalanıyorduk biz birbirimize akıyorduk, koşuyorduk.
Ve gökyüzünü
unuttu diye maviliğini dumanlar arasında
ve bulutları, o paçavralar içindeki sığıntıları
tutuşturacağım en son aşkımla,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta