Evrenin sonsuz derinliğine vasi kösnül kekeme yıldızlar,
kalbimin patikalarında otların secde ettiği güleç Tanrılar;
yeryüzü valslerine sürgündür memelerinin akıttığı zehir,
müjdelenir iblislerin geveze sesleri görklü mezarlığımdan;
perdahlanıyor mavi yangını şakaklarımda mücevherlerin,
çarmıha gerili tüm kekre günışıkları ahker yalnızlığından;
beyaz sürüsüdür elegeçmeyen cambuğusu ayakseslerinin,
sayfalarını fısıldayacaktır kafatasım avuçlarına senin’çin,
ağız eskittim kederden yelkovankuşlarıyla bir limandan;
havada altın kemerli bir kâse gibi salt diyalektik zaman,
henüz kalçalarına güz çürüğü dudaklarımı koymak için,
yazgısı dökülür efil efil geceliğin titreyen omuzlarından;
rekor âşklar istemiyordum hayatın mıknatıslı usundan,
annecik kokuşlu evcümen saf ve lirik bir eş istiyordum;
kalbinde uzun zamandır yastık yüzlerinin kokusu olan.
Mehmet Gündoğan 2Kayıt Tarihi : 19.1.2012 13:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!