Kimse, yazılanlarla bir insanın hayatını bilemez, anlayamaz...
Düşünür mü acaba
Toprak altında ölüler
Yarın yağmur yağar mı diye?
Eylül 2009
“bazen etrafında olanları
herkesle birlikte yalnızken…
fark edemezsin karanlığı
ki ‘öyle’ bir dost bulana değin! ”
dostluğun sınırını hiç merak etmedik, sınırı olan şeyleri sevmezdik zaten…
deniz kıyısındaki gölgem
benim
sevgilim
sevgililiğim
daimi bir hüznü taşıyorum
gözlerimde
sen yavrum
çok az duydun beni
çok az gördün
senin bildiğin
benim yarım etmez
bildiğini sanıyorsun...
kırmızı bir karanfil gözlerimde
yitik bir zaman kavrulurken bileklerimde
yıldırımlar düşmüş, kahrolmuştu akrebim
üzgünüm sevgilim,
sen değildin beklediğim...
yalnız bıraktıklarımız kadar yalnızız
ve bitirdiklerimiz kadar eksiğiz
aslında biz dostum
yani seninle ikimiz
biz Adem ile Havva’nın
yasaklanmış meyveleriyiz…
Nadim \ 1
… Ve döküldü dudaklarından teni
Onlar ki bir ihanetin
Sırtı terli tacirleri…
Benim sendeki yer edilgenim
-sözgelimi-
bir usturanın bilenmek için
taşa çalınmasından ibaretti..
oysa “Allah biliyor ya”
onun kuru yalnızlığıdır
ıslak kelimeleri…
ve isyanlarıma inat
hep yoktur cümleleri …
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!