'İmdâd! ..' diyenin dâdına Allah Yetişir.
Dillerdeki feryâdına Allah yetişir...
Kabrinde çiçekler açılır sevdiğinin;
Hiç şübhesiz, İmdâd'dına Allah yetişir...
27.11.2003 -Ankara
Kılınç-kalkan sesinden dünümün bestesi var.
İstiklal Marşı’ımızda günümün bestesi var.
Tele mızrap vurmadım,ney üflemedim amma:
Çileli altmış yılda ömrün bestesi var! ..
3.5.1998 / İstanbul
Ya Rab,beni aşkinla perişan edecek mihneti ver..
Reddetme İlahi, ne olursun; şu küçük haceti ver:
Hüri denilen nimeti, gılmanları haşa nideyim
Rabbim! .. Bana aşkin yetişir; ellere' şol Cennet'i ver...
Med-cezir cümbüşü gökten yere kar dökmede güya,
Yer-deniz kavgası şahlanmada, fer dökmede güya.
Kim bilir kaç güzelin aşkini bogmuş; bu sefer de,
Sahilin alnına bir buseye ter dökmede güya.
3.9.1997 / Altınoluk
Hasmım bizi ta’n etse de, taşlar arasından gülü seçtik.
Firavn’a giden Hazret-i Musa daki örnek dili seçtik.
Ömrün boyu korkar dururum dindeki hizbin sayısından,
Rabbim bize lutf eyledi,”İslam”denilen tek yolu seçtik.
Bazen girerim altına dehrin,yük olur boynuma,kurşun kesilir.
Bazen alırım ellerime, daneye benzer, sıkarım ın kesilir.
Bazen içerim lahzada,bir damla gibi kanama yetmez, yanarım.
Dünya denilen bilmece: Bazen yıkarak bendini Seyhun kesilir
10.4.1998
Kimi meyus, kimi memnun görürüm..
Milletin hüznünü efzun görürüm.
Ceddim bizi affeder mi acaba?
Ayasofya’m, seni mahzun görürüm.
16.5.1998 / Isparta
Bütün şarkilar sustu, nefesten bir ney düştü...
Yüreğim parçalandı, muamma bir şey düştü.
Kadere imanım var; takdirin tecellisi
Çile taksimatında, bize de epeydüştü! ..
3.5.1998 / İstanbul
Ayırdınız Yusuf’u babasından, kardeşten;
Attınız kör kuyuya,Bünyamin’siz koydunuz.
Gözü durdu Yakup’un, kurudu pınarları.
Ruhunuzu duasız ve “amin”siz koydunuz! ..
29.4.1998 / Ankara
Kasrın açılan penceresinden leb-i derya görünür;
Akşamlari istanbul”un ufkunda hümeyra görünür.
Diller tutulur, bunca güzellikleri tarif edemez,
Bir başka yerinden,”yedi kandilli süreyya”görünür.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!