Ey sevgili, ömrüm boyu aşkinla perişan gezerim.
Yakup gibi Yusuf ararım, gerçi girizan gezerim.
Korkum o ki, sen gelmeyesin, el güle bahtım karara,
Hummaya tutulmuş gibiyim, gün boyu lerzan gezerim.
23.5.1998
Tarih beni ansın diye, Şöhret arayan;
Rümi gibi yıllar yılı pişmen gerekir.
Tarih düşerek çaglari aşmak dileyen,
Hiç şüphesi yok hayr ile düşmen gerekir.
Bir” zül zilletil arz”ile yoksul kırılır, bay kırılır.
Heyhat, güneşin nurlari bir anda söner ay kirilir.
Yok faydası feryadımızın, emrine teslim oluruz,
Gökler kapanır yerlere, bir lahzada bin fay kırılır! ..
20.8.1999 / Ankara
Davadaki yarışta “en evvel”olmasın.
Gıpta etmeli herkes,”mükemmel”olmasın.
Efendim buyruğu, yedi cihana malum:
“Alan el olmalı, veren el olmasın! ..”
3.5.1998 / İstanbul
Ayasofya’m ne işin var, ne de emsalini gördüm.
Beni ihmal edenin sendeki ihmalini gördüm.
Göğe ser çekmede ahın da, alemler gibi; heyhat...
Acırım bahtıma, zira perişan halini gördüm.
1.12.1997 / TBMM
Şaşirdim,güneş mi ay midir bilmem.
Hilal mi, kavis mi, yay mıdır bilmem.
Güneş döner, dünya döner,ay döner,
Secde mi, tavaf mı sa’y mıdır bilmem...
Hacer-ül-esved’i sollar, kişi Mevla’ya döner.
Silinir kalpteki paslar ve mücellaya döner.
Yalınız telbiye,tehlil ile “Allah”diyerek;
Dağıtır putlar,puthane muallaya döner..
İdrak edemez ruhta inayet ne, feragat ne demektir.
Farkında değil dilde fesahat ne, belagat ne demektir.
Bilgin geçinir, alime düşmanligi bir türlü barişmaz,
Bilmez, bilmez dinde “dalalet”ne demektir! ..
17.8.1999 / TBMM
Vursun güneşin nurlari, aç pencereyi tüller gibi aç...
Aç ellerimi, hep o dualardaki eller gibi aç...
Çarpsın yüreğim milletimin hayrına, kuşlar gibi çarpsın
Ya Rab! .. Ne olur, milletimin bahtını güller gibi aç! ..
Nefsime günahıma barışır, aklımı zorlar;
Faruk’taki iman gibi zırh ver bana Rabbim! ..
İhlastaki mahfiyyeti bilmez dinazorlar...
Aşkin ile mahviyyeti göster bana Rabbim! ..
25.5.1998 / Ankara
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!