Çarkların gölgesinde daralmış, kanıyordum,
Zaman, ezberindeki tik takları sayarken.
Tutuşmuş hayallerden, ölüm gibi kaçarken,
Benliğin aynasında boğuldum sanıyordum.
İçime baktığımda hep, küllenmiş aşklar vardı;
Bir bakışla çizdin cana, imzanı,
Süsledin rengarenk, gönül ufkumu.
Aşkınla yitirdim, aklı, mizanı,
Gezindim, bilmeden kaybolduğumu.
Düşünce aklıma dipsiz sorular,
Denizin girdabıyla öpüşen mağaranda,
Kanınla yoğurarak okyanusun tuzunu,
Can verdin ölümsüze, besledin kör yaranda;
Doldurdun sevdalarla o narin havuzunu.
Yıllar geçti hep vahşi fırtınalar üstüne,
Ne zaman var ne mekan, ne bir sevdalı bakış;
Perperişan yürürüz şüphe dehlizlerinde.
Perdelerin ardında, sonu gelmez bir akış
Halinde yüzer dünya, yokluk denizlerinde...
Ben şaşkın bir balık, saçların bir ağ,
Dolanıp kalmışım örgülerinde.
Bildiğim dünyaya ederken veda,
Vasfına ermişim türkülerin de.
Yüzünü görüp de cennet sanmışım,
Bu gece, deniz ne hoş;
Simsiyah, sevda gibi.
Ruhum aşık bir sarhoş,
Kadehim deniz dibi.
O, bu haliyle bana,
Gönül fersah tanır mı dervişin hırkasından,
Sardıysa kanadına keramet yumağını;
Ol meyi içtin ise abdallar sofrasından,
Sorma abı hayatın tükenmez menbaını…
Baharı görmeden güllerim solmuş,
Sarılmış bayrağa, bakarım gayrı.
Gözlerim kan gölü, saçımı yolmuş,
Uğruna ağıtlar yakarım gayrı.
Ağlama anacım, ağlama bacım,
Duvardaki çivilerin gölgesi,
Ezberletti bana tüm saat dilimlerini.
Kapı pencere aynalar,
Teessür beyanındalar.
Sigara filtrelerine ismini yazıyorum,
Işıl ışıl kanayan bir yaraydı güneş;
Fabrika bacalarından fışkıran duman,
Aç farelerin iştahıyla
Evleri, yolları ve insanları
Kemiriyordu...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!