Açıldım iç içe gül gibi sana,
Konuver bağrıma, nurdu desinler.
Kalbimden özümü iç kana kana,
Namına sevdanın kurdu desinler.
Nereye vardıysam, senden bir karış,
Baş ve son ve son ve baş,
Sonu gelmeyen savaş.
Baş ve son ve son ve baş,
Erirsin yavaş yavaş…
Akrebin kuyruğunda,
Yelkenlerle donanmış süslü kadırgaları,
Yüzdürdük tepelerden, senin gelinliğindir.
Al kanlara buladık masmavi dalgaları,
Hem ezelden borcumuz, hem yüz görümlüğündür.
Her nefeste teninden sevinç koklamak için,
Öyle berraktı ki ela gözlerin,
Kalbimin kınına gizledim seni.
Düştüm girdabına, dipsiz göllerin,
Bir son nefes gibi özledim seni.
Kandığım her ışık, sahte mihrabım,
Bekliyorum, ensemde bir zehirli böcek;
Bekliyorum, sen gelmezsen, ölüm gelecek.
Biliyorum, ölüm, sonsuzdaki bir düğüm;
Biliyorum, sensiz, her şey düğümlenecek...
Yürüdüm umarak aşkla visali,
Hayat puslu bir yol, sen bir duraktın.
Kansam da çölde bir vaha misali,
Gönlünle çöllerden daha kuraktın.
Gençliğim, uğrunda yolunan bağdı,
Gönül, ufka bakıyor,
Mavi, coşkun denize.
Deniz gönle akıyor,
Senden kalan son ize.
Ne dertliyim, ne yorgun;
Alçaktır bab-ı gönül,
Başeğmeden girilmez.
Gel yağmurum ol, dökül;
Bu can yarsız dirilmez.
Aynalar başucumda,
Süzülüp içe dolmuş kül rengi solukların,
Vurgununu büküp de kalbe takan parmaklar.
Nabızsız hasretinde ebedi olukların,
Kavrulan gölgesiyle göğe sarkan parmaklar.
Meyva vermez ağacın kuşu olup inleyen,
'Geçmiş' denen sıladan,
Kağıtta Kalan kesim.
En uzak hatıradan,
Seslenip yanan resim.
Ne renklerin izidir,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!